"يعودون" - Translation from Arabic to Turkish

• geri
• tekrar
• ait
• dönen
• dönecekler
• dönüp
• yeniden
• dönebilirler
• gelirler
• gelmeye
• dönebilir
• döndükleri
• döndüler
• döndüklerinde

Fakat tarihsel olarak insanların geri dönmek yerine, kaçtığı bir yerdi.
ولكنها كانت في الماضي مكاناً يهرب منه الناس ولا يعودون إليه.

Bazıları geri adım atıp başından beri aynı büyük resme baktıklarını fark eder.
بعض الناس يعودون قليلاً ليكتشفون الحقيقة وهم ينظرون إلى نفس الصورة طوال الوقت

Atlas Okyanusu somonları bunu yapmaz. Sağ oldukça yumurtlamak için geri gelirler.
،السلمون الأطلسي لا يموت بعد التزاوج يعودون عاماً بعد عام ليضعو البيض

Bebekler ağlama numarası yaparlar, kimin geldiğini görmek için susar ve beklerler ve sonra tekrar ağlamaya başlarlar.
حسنا سيقوم الاطفال ببكاء مصطنع، يتوقفون، في انتظار رؤية من الذي سيأتي ومن ثم يعودون للبكاء.

O psikopatların ait oldukları yere yani kafeslerine kapatıldıklarından emin olmak istiyorum.
أنا هنا كي أحرص أن هؤلاء المجانين يعودون إلى أقفاصهم حيث ينتمون

Bunlar eve dönen avcılar.
هؤلاء مجموعة من الصيادين.. يعودون لديارهم

Kuş saldırısı, salgın- ne istersen söyle, oralarda bir yerde toplanıyorlar, ve geri dönecekler.
ان الطيور تهاجم كالطاعون سميها كما تسميها انهم يحتشدون الان بمكان ما وسوف يعودون

Bu partilere giden kişilerden bazıları aynı vaziyette geri dönmezler.
بعض الناس الذين يذهبون إلي حفلاته لا يعودون كما كانو.

Ve savaş bittiğinde, alın terleriyle kazandıkları hayatlarına geri dönerler.
ولكن عندما تنتهي الحرب، يعودون ليكسبون حقهم في حياة كريمة

O cadılar geri döndüğünde, ki döneceklerdir herkesin inanmasına ihtiyacımız olacak.
وفي حالة عودة الساحرات ولسوف يعودون على الجميع أن يكون مؤمناً

Konuklar yaptığımız ortada olan gösterişli işler için geri gelmez.
الضيوف لا يعودون لأجل الأشياء الواضحة التي نصنعها، الأشياء المُبهرَجة.

Ailenin gittiğini ve geri dönmeyeceklerini bilmek hoşuna gider diye düşündüm.
ظننت أنك قد تريدين أن تعرفي بأن والديك رحلوا ولن يعودون

beyin göçü ile en eğitimli ve nitelikli olanların gitmesi ve bir daha geri dönmemesi.
هجرة الأدمغة، حيث جميع أفضليه المتعلمين و المؤهلين يخرجون و لا يعودون أبدا.

İlk gün bir yürüyüşe çıkarlardı, ve klik - klik - klik - klik olurdu; beş dakika sonra hepsi tekrar bottaydı.
في اليوم الأول يقومون برحلة مشياً على الأقدام، وكانت، تك، تك، تك، تك. بعد 5 دقائق يعودون إلى القارب.

Malcolm Wiggins adında cinayetten hüküm giymiş birisine ait.
يعودون إلى القاتل المدان باسم مالكولم ويجينس.

geri döndüklerinde sayardım ve geri dönen kişiler aynı sayıda olmadan ayrılamazdım.
و عندما يعودون إلى الحافلة، كنت أعدهم و لا يمكنني المغادرة حتى أتأكد من عودة جميع الركاب هذه هي الأبوة

Kapılarına kilit takmıştım. 15 güne kadar dönecekler.
لقد وضعت لهم باب امن سوف يعودون بعد 15 يوم

Aileleriyle geçridikleri uzun bir hafta sonunun ardından da geri dönüp işlerin nasıl gittiğini kontrol ediyorlar.
المحتالون، بعد عطلة نهاية أسبوع طويلة مع الزوجة والأولاد، يعودون ليروا كيف سارت الأمور.

Sonra yeniden niyetlenip, yine vazgeçerler.
أنا لا أستطيع ذلك, ثم يكتبونه ثانية ثم يعودون لمحيه.

En iyisi bekleyelim. Bu yoldan dönebilirler.
من الأفضل أن تنتظري ربما يعودون من هذا الطريق

Bazen o başkaları sana tanıdık gelmeye başlar ve tanıdıkların kaybolur.
وأحياناً يعودون ليصبحوا نفس الشخص ونفس الأشخاص يختفون

Bilmem ama dönebilir. Adamlar ara sıra döner.
لا اعرف, لكن من المُمكن ان يعود, احيانا ما يعودون مجدداً

Fakat burada bir problem var: Bazen hastalar ilaçlara karşı direnişli hale gelebiliyorlar ve yıllar sonra kanserden kurtuldukları ve geri döndükleri bildiriliyor.
:لكن توجد مشكلة ,ففي بعض الأحيان,يصبح المرضى مقاومين للعلاج ,ثم بعد سنوات بعد ان اُعلن عن شفائهم من السرطان .يعودون

Kendimi çok şanslı hissediyorum ve hayatımda tam 35 kez gittim. Bizimle birlikte gelen insanlar evlerine büyük bir şampiyon olarak döndüler, sadece Antarktika için değil, kendi uluslarındaki yerel meseleler için de.
أشعر بأني محظوظ جداً، وقد ذهبت 35 مرة في حياتي، وكل الناس الذين يأتون معنا يعودون إلى بلادهم كأبطال عظيمين، ليس فقط من أجل القطب الجنوبي، ولكن من أجل القضايا المحلية في أوطانهم.

İnsanlar ofise döndüklerinde birbirlerini daha iyi şekilde anlayabilir ve tanıyabilir.
عندما يعودون للمكتب، يقابلون بعضهم البعض وهم يعرفون بعضهم بشكل أعمق.