"يعيشوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşamak
        
    • hayatta
        
    • yaşamayı
        
    • yaşayan
        
    • yaşıyorlar
        
    • yaşamaları
        
    • yaşamasına
        
    • yaşamasını
        
    • yaşasınlar
        
    • yaşar
        
    • hayat
        
    • yaşayamaz
        
    • yaşamalarını
        
    • yaşayabileceği
        
    • yaşayıp
        
    Bu insanlar kahramanca yaşamak isterler. Bırakalım da kahramanca ölsünler. Open Subtitles مثل هؤلاء الأشخاص يريدون أن يعيشوا كالأبطال، فليموتوا كالأبطال أيضاً
    Ama onlarla yaşamak zorunda kalan Ana Gezegen Komutanlığı değil, biziz. Open Subtitles قياده عالمنا ليس عليهم أن يعيشوا معهم ولكن نحن يجب علينا
    Hatırlatırım, buraya son gelişimizde, ailenin bir kampta zar zor hayatta kalmasından dolayı oldukça üzgündün. Open Subtitles ان اعدت التذكر فأن اخر مره كنا هنا لقد كنت مستاء من اجل ان عائلتك قد نفيت يكادوا يعيشوا من اجل ما فعتله انت
    Seri katiller suçlarını tekrar yaşamayı severler. Open Subtitles القتلة المتسلسلين يحبوا ان يعيشوا جرائمهم مجددا
    Gölün hemen yanında yaşayan yaşlı bir çift dışında. Open Subtitles ماعدا بعض الزوجين القدام الذين يعيشوا على يمين البحيرة.
    Buradayım, zira Çinli göçmenler otuz kişi bir odada yaşıyorlar. Open Subtitles أنا هنا لذا المهاجرون الصينيون لا يجب أن يعيشوا 30 في غرفة
    Ama diğer yandan, yaşamak istiyorlarsa çuvallama lüksleri hiç yok. Open Subtitles ولكن إذا أرادوا أن يعيشوا لا يمكنهم إفساد كل شيء
    Çocuğunu korumak her anne babanın görevidir ama kendi hayatını yaşamak çocuğun zorunluluğudur. Open Subtitles إنها مهمة الآباء حماية أولادهم، ولكنه واجب الأولاد عليهم أن يعيشوا حياتهم الخاصة.
    Gençler çiftlik veya kırsal alanlarda yaşamak istemiyorlar. TED الشباب لا يريدون أن يعيشوا في المزارع وفي المناطق الريفية
    Bu insanlar normal bir evde yaşamak istiyor, bir hücrede değil. TED هؤلاء الأشخاص أرادوا أن يعيشوا في منازل عادية ليس في جناح مشفى
    Buraya barış içinde yaşamak için geldiler, ve iki yıl da öyle yaşadılar. Open Subtitles أرادوا أن يعيشوا هنا في سلام وفعلوا لمدة عامين
    Hayatlarını başka şekilde yaşamak istiyorlar. Asla olmayacak bir şekilde. Open Subtitles تجعلهم يريدون أن يعيشوا بطريقة أخرى وهو ما لايمكن أن يحدث
    Sen ve Danilov gibi kitaplar okumuş, eğitim görmüş insanlar, hayatta kalmalı. Open Subtitles ...أمثالك أنت و دانيلوف يجب أن يعيشوا الذين قرؤا الكتب و تعلّموا
    Bunları New Jersey'e götürmek yerine fakir bir mahalleye atalım, çünkü onlar kendi pislikleriyle yaşamayı dert etmezler. Open Subtitles بدلاً من نتخلص من كل تلك في نيوجيرسي دعنا نتخلص منها في حي فقير لأنهم لا يمانعون أن يعيشوا في قذارتهم الخاصه
    Bana kalırsa, İngiltere'de yaşayan en zavallı kişi bile seçkin bir kişidir. Open Subtitles أن من حق أفقر المواطنين في إنجلترا أن يعيشوا كما الأغنى
    Bu bir yıldan fazla eder. İnsanlar bu şekilde nasıl yaşıyorlar? Open Subtitles إنها سنة ، كيف يمكن للناس أن يعيشوا هكذا ؟
    Bu dinin klasik dağıtım yolu vaazlar aracılığıyla, insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeye çalışıyordu. TED كان يحاول اخبار الناس كيف يمكنهم ان يعيشوا عبر المواعظ الطريقة التقليدية لايصال الاديان
    Onların burada yaşamasına izin vermesi için Marcel'e yalvarmak zorunda kaldım. Open Subtitles لقد كان لا بد أن أَستجدى مارسيل ليدعوهم أن يعيشوا هنا.
    Çocuklarının karton bir evde mi yaşamasını istersin? Open Subtitles هل تريد لأطفالك ان يعيشوا مشردين في علب كرتون ؟
    Yoksa şimdi yaşadıkları gibi mi yaşasınlar? Open Subtitles أو أنك تتمنى أن يعيشوا نفس الحياة التي سبق و أن عشتها أنت ؟
    Diğerleri ise toplumun belirlediği kurallara göre yaşar. Open Subtitles رجال آخرين يعيشوا فى ظل القوانين التى وضعها المجتمع
    Onları anasız babasız, sevgisiz, onunki gibi bir hayat bekliyor. Open Subtitles العيش دون والديهم ، دون حب ، أن يعيشوا مثله
    Gerçekten boğucu bir ilişkiydi. Bilirsin, o sen olmadan yaşayamaz, öyle bir ilişki. Open Subtitles أتعلمين حينما لا يستطيعوا أن يعيشوا بدونك ؟
    Rahat içinde yaşamalarını sağlayan sizlersiniz! Open Subtitles انتم من جعل من الممكن لهم أن يعيشوا في رفاهية
    Ve daha sonrası için bize önerdiğiniz şey... hepimizin aynı çatı altında yaşayabileceği. Open Subtitles وما أنت تقترحه هو أنه بعد ذلك يمكنهم جميعا أن يعيشوا معا تحت نفس السقف
    Müzikle yaşayıp onunla nefes alan bir tek müzisyenler mi var sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين بأن الموسيقيين هم فقط الوحيدين الذين يعيشوا ويتنفسوا الموسيقى؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more