"يعيش حياة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayat yaşıyor
        
    • bir hayatı
        
    • bir hayat sürüyor
        
    • hayat süren
        
    • hayat yaşayan
        
    • hayatı yaşıyor
        
    • hayatı yaşayan
        
    • hayat yaşıyormuş
        
    Ama Majestelerini koruması gereken kişi, başka bir hayat yaşıyor. Open Subtitles لكن الشخص الذي عليه حماية الملك يعيش حياة أخرى.
    Habeş kurdu, deniz seviyesinden 3,000 metre yüksekte dünyayla irtibatını kesmiş bir şekilde izole bir hayat yaşıyor. Open Subtitles الذئب الأثيوبيّ يعيش حياة منعزلة في عالم موحش يرتفع 3000 متر فوق مستوى البحر
    Zor bir hayatı oldu. En azından ben öyle düşünüyorum. Open Subtitles كان يعيش حياة صعبة على الأقل أظن أنه فعل
    Bir gangstere göre bu adamın çok sıkıcı bir hayatı var. Open Subtitles بالنسبه لفرد في عصابه, إنه يعيش حياة مملة
    Hapisten kaçtığından beri çok lüks bir hayat sürüyor. İşte motivasyonumuz. Bu sürtükler seksi olduklarını mı sanıyorlar? Open Subtitles يعيش حياة مترفة منذ أن خرج من السجن هل يعتقدون أنهم مثيرين؟
    Sıradan bir hayat süren ortalama bir insan için, şöhretin ipnotik bir cazibesi vardır. Open Subtitles بالنسبة إلى الشخص العادي الذي يعيش حياة عادية تمثّل الشُهرة فتنة طاغية
    Acınası bir hayat yaşayan zavallı küçük bir adamın tekisin. Open Subtitles أنت رجل مثير للشفقة الذين يعيش حياة مثيرة للشفقة
    Wyatt'ın torunu gerçekten iyi hayatı yaşıyor. Open Subtitles حسنا، حفيد وايت يعيش حياة جيدة بالتأكيد.
    81 yaşındaki Maliya Suo hala bu soğuk topraklarda göçebe hayatı yaşayan 30 kadar Ewenki'den biri. Open Subtitles بعمر واحد ثمانون واحد من 30 من شعب اونكي ما زال يعيش حياة البداوة في هذه الأراضي الشمالية الباردة.
    Zaten eşine yalan söyleyerek sahte bir hayat yaşıyormuş ve kim bilir nasıl para kazanıyordu. Open Subtitles وقد كان يعيش حياة سرية، يكذب على زوجته، يكسب المال الله وحده يعلم كيف.
    Çok mütevazı bir hayat yaşıyor. Open Subtitles هو يعيش حياة متواضعة جداً جداً
    İstanbul'daki Asya mafyasının Donu zenginlik ve lüks bir hayat yaşıyor. Open Subtitles "زعيم أكبر عائلة مافيا في اسطنبول" يعيش حياة البذخ والترف.
    Gizli bir hayat yaşıyor çünkü utanç duyuyor. Open Subtitles فهو يعيش حياة سرية لأنه يشعر بالعار!
    Annesi haftada bir "inhibitor" enjekte edilmesi için getirecek, normal bir hayatı olması için. Open Subtitles ما دامت والدته تحضره هنا من أجل حقن المثبط الأسبوعية فانه لا بد أن يعيش حياة عادية
    Fakat, asla yaşamaya katlanamayacağı bir hayatı yaşaması için zorlamazdım, çünkü bu bencillik olurdu. Open Subtitles لكن ما كنت راح ارغم احد يعيش حياة ما يتحملها لان هالشيء بيكون لي مو له
    Doyle'un zor bir hayatı oldu. Delirmesi an meselesi. Open Subtitles انه يعيش حياة صعبة تقوده للجنون احيانا
    Evet, ayda 3000 $ kazanan E-5 sınıfı bir denizci nasıl böyle bir hayat sürüyor? Open Subtitles أجل ، كيف لجندي بحرية يتلقى أجرأ عسكرياً لا يتعدى ال 3 ألاف دولار في الشهر أن يعيش حياة كهذه ؟
    Herneyse, senin Oh Soo'n diğeri gibi davranıp muhteşem bir hayat sürüyor. Open Subtitles بكل حال، عشيقكِ اوه سو المحتال يعيش حياة الأغنياء الآن
    Neyse ki çok sessiz bir hayat sürüyor gibi. Open Subtitles لحسن الحظ ، يبدو أنه يعيش حياة هادئة
    Onun gibi mutsuz bir hayat süren bir adam alışılmışın dışında ilanlara cevap vererek bunu sevdiğini anlar. Open Subtitles شخص مثل هذا، يعيش حياة بائسة، يستجيب لإعلان غريب في موقع (كريغسليست)، أعتقد أنه يحب الأمر
    Onun gibi mutsuz bir hayat süren bir adam alışılmışın dışında ilanlara cevap vererek bunu sevdiğini anlar. Open Subtitles شخص مثل هذا، يعيش حياة بائسة، يستجيب لإعلان غريب في موقع (كريغسليست)، أعتقد أنه يحب الأمر
    Sırlar olmadan bir hayat yaşayan biri için keşfedecek çok fazla yıkıcı hakikât vardı çünkü biliyordum ki en kötüsü aramızdaki bozulan şeyleri tamir etmeye hazır olan bir adamdır. Open Subtitles يعيش حياة خالية من الأسرار، لذلك ليس هناك حقائق مُدمّرة يتوجّب اكتشافها، لأنّني أعرف الأسوأ مُسبقاً...
    Şu anda dev bir madencilik ve döküm imparatorluğunun sahibi ve uluslararası bir playboy hayatı yaşıyor. Open Subtitles الآن يملك امبراطورية تنجيم و يعيش حياة زير نساء عالمي
    Jay inan bana, bu akşam tanıdığın biri buraya gelirse asıl gizli hayatı yaşayan onlardır. Open Subtitles جاي ، ثق بي ان اتى شخص تعرف الى هنا الليلة فهو يعيش حياة سرية
    İki ayrı hayat yaşıyormuş. Open Subtitles و كان يعيش حياة مزدوجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more