"يغضب" - Translation from Arabic to Turkish

    • kızgın
        
    • kızıyor
        
    • kızar
        
    • kızmaz
        
    • kızacak
        
    • sinirlendiğinde
        
    • sinirlenir
        
    • kızdırdın
        
    • sinirleniyor
        
    • sinirli
        
    • kızdığı
        
    • kızdığında
        
    • kızmayacak
        
    • kızmadı
        
    • kızardı
        
    Zincir iyi bir fikirdi. Şimdi kızgın olunca ne kadar güçlendiğini görebileceğim. Open Subtitles السلاسل كانت فكرة طيّبة، الآن سأرى بدقّة كم سيصبح قويًّا حين يغضب.
    Birimiz kızıyor ve gidiyor diğeri de onun peşinden gitmeyecek kadar inatçı davranıyor. Open Subtitles يغضب أحدنا ويرحل وعناد الثاني يمنعه من ملاحقته
    Jerald bunu öğrenirse çok kızar. Open Subtitles اذا عرف جيرالد عن هذا فإنه بكل تأكيد سوف يغضب
    Nereye götürdüğümüzü fark edince babam da çok kızmaz umarım. Open Subtitles آمل أن والدي لن يغضب كثيراً عندما يكتشف أين نأخذه
    Şimdi çabuk gitsem iyi olur yoksa babam kızacak. Open Subtitles والآن، أفضل أن أذهب بسرعة وإلا سيوبّخني أبي، لا أريده أن يغضب معي
    En azından benim babam sinirlendiğinde, buz kıracağıyla insanları delmiyor. Open Subtitles على الأقل حين يغضب أبي لا يطعن الناس بكسارة الثلج
    Ona kesinlikle maymun demeyin. Çok sinirlenir. Open Subtitles .ولا تنادونه بالقرد لأن ذلك يجعله يغضب
    Ona kötü bir şey söyleyip onu kızdırdın, o da gitti mi? Open Subtitles هل قلتي شيئاً سيئاً ؟ جعله يغضب ؟ جعله يغادر ؟
    Hayır, bazen babamda kalıyorum ve kitabı annemde unutmuş oluyorum Brooklyn'e geri dönmek zorunda kaldığımız için babam sinirleniyor. Open Subtitles لا، لكن أحياناً عندما أكون عند أبي وأنسى كتاباً تركته في بيت أمي يغضب أبي لأن علينا الرجوع إلى بروكلين
    Hulk'ı kızdırmayın. kızgın hali hoşunuza gitmez. Open Subtitles لا تجعل الرجل الأخضر يغضب أنت لست بقدرته عندما يكون غاضبا
    Hulk'ı kızdırmayın. kızgın hali hoşunuza gitmez. Open Subtitles لا تجعل الرجل الأخضر يغضب أنت لست بقدرته عندما يكون غاضبا
    Sadece birinin dinlemesini istiyorum ve mutlu olmadığım için kızgın değilim çünkü mutlu değilim. Open Subtitles فقط أريد شخصا يسمعنى و لا يغضب لأننى لست جزءا من هذا العالم لأننى لست جزءاً
    Ona hep söylüyorum ama sonra da bana çok kızıyor. Open Subtitles أقول له ذلك معظم الأوقات لكنه يغضب مني
    Benim çocuğum da hâlâ bana kızıyor, gerçi. Open Subtitles طفلي لا يزال يغضب مني على الرغم من هذا.
    Öyle garip cinayetler olmaz. Ailenin bir üyesi diğerine kızar. Open Subtitles ليس لدينا جرائم قتل غامضة فقط يغضب أحد أفراد العائلة من آخر
    Ama umarım TV'de aniden acayip şeyler açılırsa Koca Mike fazla kızmaz. Open Subtitles أتمنى بان مايك الكبير لا يغضب كثيراً إذا كل التلفزيونات تتغيــر لا اعرف
    Onu rahat bırakın, yoksa kızacak. Onu iyi tanırım, çok çabuk öfkelenir. Open Subtitles لا تمزح معه, سيغضب انا اعرفه, انه يغضب بسرعه
    sinirlendiğinde kasları benim müziğimi susturur. Open Subtitles وقال العضلات كتم صوت الموسيقى عندما قال أنه يغضب.
    Hulk gibi. O da sinirlenir. Open Subtitles تقريبا مثل الرجل الاخضر هو يغضب
    Şimdi onu çok kızdırdın! Hadi gidelim! Open Subtitles أرأيت لقد جعلته يغضب جداً هيا بنا نذهب
    Tercüme yaparken kesinlikle çabuk sinirleniyor. Open Subtitles إنه يغضب بسرعة عندما يقوم بالترجمة
    Ne olursa olsun, öfkelenmeyecek, duygusal ya da sinirli olmayacak. Open Subtitles شخص لن يغضب أو يمل و ينهي المهمة مهما حدث
    Kaygılanma. Lord hazretleri kızdığı _BAR_kadar da çabuk sakinleşir. Open Subtitles لا تقلق، سيّدنا يرضى بسرعة مثلما يغضب بسرعة
    Ne kadar korkunç olursa olsun... kafası kızdığında bu piç kurusunun yanında hiç kalır. Open Subtitles ... وهذا كله لايقارن بذلك الوغد عندما يغضب
    Yarışmaya gidip sen birinci olunca amcası kızmayacak mı? Open Subtitles ألن يغضب عمه عندما ذهبتي للمسابقة وغلبتيه؟
    Kafa yaptığın zaman kızmadı bile. Şaşırdım. Open Subtitles لم يغضب حتى عندما حاولت العبث معه لقد انبهرت
    İşine yeterince ilgi göstermediğim için bana kızardı. Open Subtitles كان دائماً يغضب لأنه كان يقول بأنني لست مهتمة بعمله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more