Bu, her şeyi sistemimden atmam için bir şans olmalıydı. | Open Subtitles | كان يفترض بهذا أن تكون فرصتي لأزيل الأمر وأستعيد نظامي |
- Güya ikimizin arasinda kalacakti Bu. | Open Subtitles | كان يفترض بهذا أن يكون بيني وبينه لكن أتفق مع هذا |
Bu, hayatımın en romantik dönemi olmalı. | Open Subtitles | يفترض بهذا ان يكون اكثر وقت رومانسي بحياتي |
Bu paranın yeri benim yanım değil. | Open Subtitles | راندي أرجوك لا يفترض بهذا المال أن يكون معي |
Ben de, Bunun bir anlam ifade edip etmediğini anlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الفهم إن كان يفترض بهذا أن يعني شيئاً |
Teşhir etmenize gerek yok sadece bana Bunun neden komik olduğunu söylemeniz yeterli. | Open Subtitles | ليس عليك تشريحه. ليتك تخبرني لماذا يفترض بهذا أن يكون مضحكاً. |
Bu benzetme bize nasıl yardımcı olacak? | Open Subtitles | وفي أي نقاش يفترض بهذا التشبيه أن يساعدنا؟ |
Bu yer Crotes ile kaynamalıydı. | Open Subtitles | يفترض بهذا المكان أن يكون ممتلئاً بالكروتانيين |
Bu kötü oğlan tam olarak ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا يفترض بهذا الفتى السيء أن يفعل على اية حال |
Bu, Bu ucuz viskilere biraz endam eklemeli. | Open Subtitles | حسنٌ ، يفترض بهذا إضافة بعض الوزن لهذا النبيذ الرخيص |
Aşağıdaki vektörlerde de Bu numara kullanılabilir gibi duruyor. | Open Subtitles | يفترض بهذا أنْ يفي بالغرض مع حاملي المرض في الأسفل |
Kaynak gerektiğinin farkındayım. Bu parçanın dönmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أعلم أنه يجب لحمها، يفترض بهذا الجزء أن يدور |
Bu çok romantik olur, ama her neyse asla otel odasında olmamalıydı. | Open Subtitles | لم يكن يفترض بهذا الامر أن يجتاز ردهة الفندق |
Daha Bu üçleme olayının nasıl olacağını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف حتى كيف يفترض بهذا الثالوث أن يعمل. |
Sadece Bunun nasıl seni Bu adaya geri getirdiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | إنما أعجز عن تبيّن كيف يفترض بهذا أن يعيدك إلى الجزيرة. تحديدًا. |
Ama Bu eski usûl baba-kız zamanı olacaktı. | Open Subtitles | لكن كان يفترض بهذا أن يكون وقتاً عتيق الطراز بين الأب وابنته |
Bu herifin oğlumla ilgilenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض بهذا الرجل الإعتناء بإبني |
Hadi o--, Ne demek Bu şimdi? | Open Subtitles | ... اللـعـنـ ـ ما الذي يفترض بهذا أن يعني؟ |
Bunun ne gibi bir faydası olabilir ki? | Open Subtitles | ثم سترجوها كي تسامحك وأيّ غايةٍ يفترض بهذا أن يخدم؟ |
CBI beş haftadır size ödeme yapıyor doktor. Bunun sıradan olması gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان المكتب يدفع لك منذ 5 أسابيع أيها الطبيب كان يفترض بهذا أن يكون إجراءاً إعتيادياً |