Biz Avrupalıları, Yahudilerden ayıran bu fark meseleyi tehlikeli eğilimi ile dinsel önyargının halletmesi için değil, temelde farklı iki yapının anlaşılması gerçek bir uçurumu ortaya çıkardığı için verilmiştir." | Open Subtitles | هذا الإظهار للفارق الذي يفصل بيننا و بين اليهود لم يقدم لترك التحامل الديني ينهي المسأله بتحيزه الخطير |
Bizi Kennedy'lerden ayıran tek şey, onların paralarının olması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يفصل بيننا وبين آل كنيدي هو أنها تملك المال. |
Sen bu kadar tatlı ben de bu kadar azmışken çok zor oluyor. Cinsel organlarımızı ayıran yalnızca birkaç kat kumaş. | Open Subtitles | الأمر صعب جداً، أنت ظريف وأنا شبق جداً ولا يفصل بيننا سوى طبقة رقيقة من القماش |
Deniz kıyısında bir evde yaşarız ve hiçbir şeyin aramıza girmesine izin vermeyiz, ölümden başka. | Open Subtitles | سنعيش بمنزلٍ قرب البحر, ولاشيءولا أحد... يمكنه أن يفصل بيننا. لا شيء سوى الموت |
İş hayatının aramıza girmesine izin verdik. | Open Subtitles | جعلنا العمل يفصل بيننا |
Ama bizi ayıran şey o. | Open Subtitles | لكن هو الأمر الذي يفصل بيننا |