"يفضل أن" - Translation from Arabic to Turkish

• iyi olur
• tercih eder
• iyi olacak
• iyi edersin
• En iyisi
• Tercihen
• daha iyi
• etsen iyi
• tercih etti

Bu numaraların bir kısmını öğrenmek istemiyorsanız, şu an burayı terketseniz iyi olur.
يفضل أن تغادر الآن إذا لم تحب أن تتعرف على بعض هذه الخدع

Erken yatsan iyi olur. Sıcaktan kaçınmak için yarın sabah beşte yola çıkacağız.
يفضل أن تنامى مبكرا سننطلق فى الخامسة صباحا حتى نهرب من أشعة الشمس

Aranızda gerçek kurşun taşımayanlar varsa, artık taşısa iyi olur.
كل من لا يحمل ذخائر لسلاحه يفضل أن يأخذ البعض

Hayır aslında ona eposta göndermenizi tercih eder. Çok pardon.
لا, فى الحقيقة إنه يفضل أن ترسل له بريدا إلكترونياً

Burada benim iş yapılır sanırım. Ben iyi olacak sanırım.
إذاً أعتقد أن عملي قد انتهى أعتقد انه يفضل أن أذهب

O sikko kafanın ardında da bir çift göz daha taşısan iyi edersin artık.
يفضل أن تكون لك عينان في مؤخرة رأسك اللعينة

Enerjimizi bu mekanın olabilecek En iyisi olması için harcamak daha iyi.
يفضل أن نستغل طاقاتنا في جعل هذا المكان أفضل بقدر ما يمكن.

Gerçek ya da değil, kadının takipçisi çok. Onunla dost olsak iyi olur.
سواء أكان حقيقياً أم لا، لديها جمهور كبير لذا يفضل أن نكون صديقتين

Kalanımız gidip otursa ve durumumuzu gözden geçirse iyi olur.
الباقى مننا يفضل أن يذهبوا و يجلسوا و يفكروا مليا فى موقفنا

Hadi, evlat, gitsen iyi olur.
صحيح يا بنى .. يفضل أن تذهب تأكد من ترتيباتك جيدا

- Eşiyim. Doktorlardan biriyle konuşsanız daha iyi olur.
يفضل أن تتحدث مع الأطباء المخخصون لتلك الحالة.

Burada durup böyle yalanlar söyleyeceksen artık gitsen iyi olur.
،إن كنت ستقف في مخزني وتجلس كأنك سجادة يفضل أن تذهب لمكان آخر

- Bir şey bulmuşlar, Poirot. Benimle gelsen iyi olur.
"لقد وجدوا شئ ما يا "بوارو يفضل أن تأتي معي

Avukat bulsanız iyi olur. Kasette silahlı kimse görünmüyor.
يفضل أن تتصل بالمحامى الخاص بك الأشرطة لا تظهر أحدا يطلق النار عليك

Cesetlerimizin bu çölde çürüyüşünü görmeyi tercih eder.
ربما يفضل أن يرى أجسادنا تتعفن فى البراري

Lizol'ü sıkmaya başlamadan gitsen iyi olacak.
يفضل أن تغادري الآن قبل أن يبدأ رشك بالمبيد

- Bir, - Konuşsanız iyi olacak.
ـ واحــد ـ أعتقد يفضل أن تَتكلّمُ

- Buna alışsan iyi edersin. Başına gelecek şeylerin habercisi bunlar.
يفضل أن تعتاد على ذلك إن صوت الأشياء القادمة

Kalem göremiyorum, En iyisi döndüğünde sizi arasın.
لا أرى قلما لذا يفضل أن تعاودى الاتصال فيما بعد

Bunlar arasında Tercihen bazı kuraklığa dayanıklı tahıllar var.
و يفضل أن يكون ضمنها، بعض المحاصيل المقاومة للجفاف.

Acele etsen iyi olur, havuz kenarındaki bedava içkiyi kaçıracaksın.
لكنّ يفضل أن تستعجلي أنت ستفوتك المشروبات على البركة

Oh, daha önce bi sürü insan geldi. O ise yanlız olmayı tercih etti.
لقد أتي الكثيرون من قبل و لكنه الان يفضل أن يكون وحده