Bizim için dikkat çekici olan, maymunlara bu seçimi verdiğinizde, insanların yaptığı mantıksız şeyi yapıyorlar. | TED | الأمر الملفت أنه، حينما تمنح القردة هذا الخيار، فهم يفعلون نفس الشيء اللامنطقي الذي يفعله الناس. |
O çekici, sen çekicisin. İnsanların yaptığı bu. | Open Subtitles | و هي جذابة و أنت جذاب، إنه ما يفعله الناس |
Normal insanların yaptığı hiçbir şeyi yapamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل أي شيء يفعله الناس العاديون |
Bunun insanların yaptıkları üzerinde etkisinin olup olmadığına bakacağız. | TED | نحن في طريقنا لنرى إذا كان هذا له تأثير على ما يفعله الناس. |
Ama artık normal insanların yapacağı bir şey yapmalıyız diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أظن علينا القيام بشيء قد يفعله الناس الطبيعيون |
Önemli olan, içinde yaşayan insanların yaptıklarıdır. | Open Subtitles | بل ما يفعله الناس بداخلها هذا المهم |
Görünüşe göre normal insanlar öyle yapıyormuş. | Open Subtitles | كلاّ، لتناول المشروب فقط، هذا ما يفعله الناس العاديون على ما يبدو. |
Bu insanların ne yaptıklarına nasıl bağlı? | TED | كيف يمكن أن يعتمد ذلك على ما يفعله الناس. |
Bunları normal insanların yaptığı gibi konuşabilmeliyiz seninle. | Open Subtitles | وشاركيني بهذه الأمور هذا ما يفعله الناس الطبيعيين |
Üzgünüm, Peder, ama insanların yaptığı kötü şeyleri görünmez varlıkların üzerine atmak çok saçma bir şey. | Open Subtitles | آسف، يا أبتاه، لكن أظن أنه من السخُف أن تلوم الجنيات الخفيات على ما يفعله الناس |
Çünkü şimdi insanların yaptığı şey dönüp şöyle söylemek, "Plastik torbaları yasaklayalım. İnsanlara kâğıt torba veririz, çünkü çevre için daha iyi." | TED | لان الان ما يفعله الناس هو انهم يقولون " لنمنع الاكياس البلاستيكية . نعطي الناس االورق لان هذا افضل للبيئة " |
İkincil kötü, insanların yaptığı kötülükler. | Open Subtitles | الشر الثانوي، وهو الذي يفعله الناس. |
Evli insanların yaptığı şey değil midir bu? | Open Subtitles | أليس هذا ما يفعله الناس المتزوجين؟ |
İnsanların yaptığı bu. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الناس |
İnsanların yaptıkları bazı şeyler iyi ve bazı şeyler de iyi değildir. | Open Subtitles | بعض ما يفعله الناس يكون لطيفاً و بعضه ليس كذلك |
İnsanların yaptıkları bazı şeyler iyi ve bazı şeyler de iyi değildir. | Open Subtitles | بعض ما يفعله الناس يكون لطيفاً و بعضه ليس كذلك |
Diğer insanların yaptıkları onları ilgilendirir, kesinlikle. | Open Subtitles | مايفعله وما لا يفعله الناس هو شأن خاص بهم |
Sürtmek, aylaklık, maskaralık tüm Avrupa şeyleri mezun olan insanların yapacağı şeyler değil. | Open Subtitles | تخبط أو تمشية أو تسكع كل تلك الأمور الأوروبية هي ليس ما يفعله الناس عندما يتخرجون |
Bunlar sadece insanların yaptıklarıdır. | Open Subtitles | إنه ما يفعله الناس فحسب |
Bunlar sadece insanların yaptıklarıdır. | Open Subtitles | إنه ما يفعله الناس فحسب |
- Çünkü insanlar öyle yapar. | Open Subtitles | لان هذا ما يفعله الناس |
Bazen insanların ne yaptıklarını anlamak daha kolay, o yüzden gündelik aktivitelerin kısa videolarını da yaptık, el yıkama, çamaşır yıkama, diş fırçalama gibi. | TED | أحيانا، إن فهم ما يفعله الناس أسهل، لذا، نعمل على قصاصات فيديو للأعمال اليومية، مثل غسل اليدين، تنظيف الثياب، وتنظيف الأسنان، وما إلى ذلك. |