Sakin ol. Çoğu kişi bunu her gün yapıyor. Abartacak ne var? | Open Subtitles | اهدأ، فأغلب من يقطن هذا العالم يفعلونها يوميًّا، فأين الجلل من هذا؟ |
Müdürleri söylemiyor ya da başka biri, onlar öyle yapıyor. | TED | لا يؤمرون من قبل رئيسهم في العمل أو أي أحد، فقط يفعلونها. |
Yalan söylemeye çalıştım ama yaptıkları şey sana boğuluyormuşsun hissi veriyordu. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكذب , و لكن يفعلونها بحيث يشعرونك بالغرق. |
"Organize" çünkü bunu kollektif olarak, grup halinde yaparlar ve "şüpheci" çünkü güvensizlikten yola çıkarlar demek istedi. | TED | و قد عنى بقوله منظم ﻷنهم يعملونها بصورة جماعية يعملونها كمجموعة و الشك ﻷنهم يفعلونها من وضع عدم الثقة |
Çinliler yapmazsa Amerikalılar yapar. yapıyorlar da. | Open Subtitles | إذا الصين لاتفعلها، أمريكا تفعلها في الحقيقة، هم يفعلونها |
Nasıl yaptıklarını bilmiyorum, ama bazı tahminlerim var. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يفعلونها و لكن لدي بعض التخمينات |
Doğru, bu işi hep sabah yaparlar sanırdım. | Open Subtitles | حقاً, لطالما إعتقدتُ أنهم يفعلونها عند الفجر |
Bu günlerde yeni neslin yaptığı dansların isimlerine benziyor. | Open Subtitles | تبدو وكأنها رقصة يفعلونها الأطفال هذه الأيام |
Bir gün eve gelirsin Jumble'ı yazdığın yerde, masada onları yaparken görürsün. | Open Subtitles | وهم يفعلونها على الطاولة في المكان الذي أعتدتَ أن تكتب المتاهة عليها |
Yapmayı istediğim her şeyi yapıyor bu adamlar. | Open Subtitles | كل الاشياء التى ارغب ان افعلها, الاشياء الذين يفعلونها |
Biliyorsun, bir çok insan çoğu şeyi iyilik için değil- itibar için yapıyor. | Open Subtitles | أتعرف، الكثير من الناس لا يفعلونها رغبة بالخير يريدون التباهي |
Muhtemelen şu anda dışarıda bir delikanlı aynısını bize yapıyor. | Open Subtitles | على الارجح هنالك بعض الأطفال في الخارج يفعلونها بنا في الوقت الحالي من أين أتيت ؟ |
Ama insanlar bunu yapıyor. Birçok hasta piç ortalıkta dolanıyor. Amigolar Sahada Cumartesi 10:00 | Open Subtitles | لكن بعض الناس يفعلونها فهنالك الكثير من المعتلين عقلياً لقد أفسدتَ سيارتي أيها اللعين |
yaptıkları ilk işlerden biri, hakları hakkında bilgi toplamak olmuştur. | Open Subtitles | أحد أول الأشياء التي يفعلونها محاولة اكتساب معرفة عن شعبهم. |
İnsanları ve onların yaptıkları şeyleri düşünmek için bayağı zamanım oluyor. | Open Subtitles | أبقى على الطريق 18 ساعة يومياً مما يعطيني وقتاً لأفكر عن الناس وعن الأشياء التي قد يفعلونها |
yaptıkları kötü birşeyden sonra, suçlayabilecekleri birinin olması güzel. | Open Subtitles | من الجيد ان تمتلك اناس تستطيع لومهم على الامور البشعة التي يفعلونها |
İnsanlar yapmadıkları korkunç şeyler hakkında şaka yaparlar. | Open Subtitles | الناس تمزح بقولهم أنهم يقومون بأمور فظيعة لم يفعلونها |
Mastürbasyon hayatın bir gerçeğidir Pete. Erkekler de yapar, kızlar da. | Open Subtitles | الإستمناء جزء من الحياة الرجال يفعلونها كذلك النساء |
Bütün bu insanların yaptıklarını görünce neler hissettiğimi bilemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كيف أشعر وأنا هنا. حينما أرى كل هؤلاء الأشخاص هنا يفعلون كل الأمور التي يفعلونها. |
İki, Reed, Amber'ın yanına geliyor ve işi yapıyorlar. | Open Subtitles | ثانياً, يدخل ريد من أجل مقابلة العمل مع آمبر. يفعلونها. |
Birinin yaptığı işten hoşlanmaması nedeniyle işini kötü yapması beni deli ediyor. | Open Subtitles | هذا يدفعني للجنون عندما يقوم شخص ما لديه وظيفة لا تعجبه لذا يفعلونها بطريقة سيئه |
Maymunları aşk yaparken gösteren bir web sitesi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف موقع الكتروني يُظهر لك القرود وهم يفعلونها |
Yine aynı şeyi yapıyorlar. Ne zaman dursak aynı şeyi yapıyorlar! | Open Subtitles | إنهم يفعلونها ثانية إنهم يحالون فعلها في كل مرة نتوقف فيها |