"يفكّرون" - Translation from Arabic to Turkish

• düşünüyorlar
• düşünen
• düşünürlerdi

100 yıldan fazladır da böyle düşünüyorlar.
و لقد كانوا يفكّرون بهذه الطريقة لأكثر من مائة عام

Çünkü şöyle düşünüyorlar:" Eğer bunu kapmazsam, belki de hiçbir zaman bulamayacağım."
لأنهم يفكّرون "إن لم أحصل على هذا المكان، قد لا أجد مكاناً أبداً"

Demek istediğim kalpleriyle düşünüyorlar.
أعني, إنهم في الحقيقة يفكّرون بقلوبهم.

Sürekli düşünen bir insan var olamaz.
الناس الذين يفكّرون باستمرار لا وجود لهم.

Herkes hayatını değiştirecek kararlar alıyor ama bu beni nasıl etkileyecek diye düşünen yok.
الجميع يتخذون هذه القرارات المصيرية في حياتهم ولا يفكّرون بتأثيرها علي

"Şu timsah hakemi bıçakladı." diye düşünüyorlar.
بل يفكّرون بِـ " ياللهول، لقد طعنَ تمساحٌ حكماً للتوّ"

Uzun vadede düşünmeleri gereken yerde kısa vadede düşünüyorlar.
يفكّرون بالمدى المدى القصير

Acaba ne düşünüyorlar?
أتساءل فيمَ يفكّرون..

Sadece aletleriyle düşünen adamlardan bıktım.
أنا متعب من الرجال الذين يفكّرون فقط من خلال أعضائهم.

Çölün derinlerinde senin gibi düşünen bir çok adamın yattığı çukurlar var.
هنالك حُفر في الصحراء ملأ برجال يفكّرون مثلك تمامًا.

CA: Yani diyorsun ki beyin ve genel anlamda bilinç üzerinde düşünen insanlar hareket bu oyunun neresinde diye düşünerek derinleşebilirler?
ك. أ. : إذا أنت تعتقد أن الناس الذين يفكّرون في الدماغ، والوعي بصفة عامة، مكنهم الحصول على رؤية واقعية بقولهم : أين دور الحركة في هذا؟

Bu bir başlangıç. Biraz daha karmaşık düşünen diğer kişiler, biraz daha akıl yürüterek, "Bence insanlar 50 ortalama sayısına göre 33'e yüklenecekler. dolayısıyla ben de 33'ün üçte ikisi olan 22'yi seçerim."
هذه بداية. النّاس الآخرون، الذين يفكّرون بطريقة أكثر تعقيدا، مستعملين ذاكرتهم العاملة أكثر، يفكّرون:"أظنّ أنّ الآخرين سيختارون 33 لأنّهم يظنّون أنّه الاختيار الصّائب، لذلك سأختار 22 التي هي ثلثي 33."