Annelik suçluluğu en iyi yaptığım şeydir... hiçbir kardeşin üzerinde işe yaradığından değil. | Open Subtitles | الذنب الأمومي هو أفضل ما يمكنني فعله و لكنه لم يفلح مع أشقائك |
Anna melekler üzerinde işe yarayan bir silah biliyor musun? | Open Subtitles | . . (أنا) أتعرفين سلاحاً يمكنه يفلح مع الملائكة؟ |
Bu kimsenin üzerinde işe yaramaz. | Open Subtitles | هذا لا يفلح مع اي شخص |
Sebep sonuç olayı karışık bir şey. Eddie'de işe yaramamıştı, değil mi? | Open Subtitles | السبب والتأثير شأنهما خادع لم يفلح مع (إيدي)، صحيح؟ |
Sebep sonuç olayı karışık bir şey. Eddie'de işe yaramamıştı, değil mi? | Open Subtitles | السبب والتأثير شأنهما خادع لم يفلح مع (إيدي)، صحيح؟ |
İşe yaramadı. Bazılarında işe yarıyor ama. | Open Subtitles | إنه يفلح مع البعض |
Yani bazı insanlarda işe yarıyor. Değil mi? | Open Subtitles | لذا فذلك يفلح مع البعض، صحيح؟ |
Kızın üzerinde işe yaramadı çünkü kız hiç kameraya bakmamış ama Po bakmış. | Open Subtitles | الأمر لم يفلح مع الفتاة لأنها لا تتطلع أبداً نحو الكاميرا ولكن( بو)فعل... |
Baskı gücün Kenneth üzerinde işe yaramaz. | Open Subtitles | الأكراه خاصتكِ لن يفلح مع (كينيث) |