"يفهمك" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlayan
        
    • anlamıyor
        
    • anlıyor
        
    • anlamaz
        
    • anlayamaz
        
    • anlamaması
        
    • anlayabilir
        
    • anlaşılmak
        
    • anlayamıyor
        
    • Seni anladığını
        
    Bunu yapmak için, seni anlayan ve destekleyen birine ihtiyacın var. Open Subtitles لكي تفعل هذا, أنت تحتاج إلى شخص يفهمك و يقوم بدعمك
    Aralarında sizi anlayan, size anlayışlı davranan biri oldu mu? Open Subtitles هل بدا أن أحدهم يفهمك كما تعلمين ما تمرين به؟
    Pekala bugünkü toplantı da baban yaptığın işi pek anlamıyor gibiydi. Open Subtitles إذن... هذا الاجتماع اليوم... كان من الواضح أن والدك لا يفهمك
    Başına böyle bir şey gelmesinin ve kimsenin anlamıyor gibi gözükmesinin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Open Subtitles أنا أتفهم إحساس إمتلاك شيء مثل ذلك يحصل معك وتشعر أن لا أحد يفهمك.
    Bu seferki seni anlıyor ama yine de yardım edemez. Open Subtitles هذا الشخص يفهمك جيداً ولكنه لن يستطيع المساعدة
    Kimse seni anlamaz önemsemez bile. Open Subtitles مثل انه لا يوجد أحداً يفهمك او حتى يراك
    Kimse seni benim gibi anlayamaz. Open Subtitles لا أحد يفهمك مثلما ما انا أفهم عليكي
    Tek başına yaşayıp kimselerin seni anlamaması... Open Subtitles .. والعيشوحيداً. دون وجود من يفهمك, خطر أيضاً
    Zaten seni de ancak Audi süren biri anlayabilir. Open Subtitles ‫اذا استطعتي جعل شخص يمتلك سيارة اودي يفهمك
    Eğer şanslıysan seni gerçekten anlayan birini hayatında bir defa bulursun. Open Subtitles و اذا كنتَ محظوظاً, مرة في حياتك, ستجد شخصاً يفهمك حقاً.
    Sezgileri olan, sizi dinleyen, anlayan ve tanıyan bir varlık. Open Subtitles إنّه كيان بإدراك حدسيّ ينصت لما تقول، وهو يفهمك ويعرف طبائعك
    Yani bilirsin Kurt ve Elliott harikalar ama bunu gerçekten anlayan birine sahip olmak farklı. Open Subtitles و الأغاني المنفردة اعني كورت و إليوت رائعان ولكن الأمر مختلف تماماً شخص ما يفهمك حقاً
    Ve bu da seni anlayan, yaşlandığında ve çirkinleştiğinde ve merdivenlerden inip çıkabilen sandalyelerden birine ihtiyaç duyduğunda senin yanında olacak kişi olmalı. Open Subtitles ويجب ان تكون مع رجل يفهمك, ويكون بجانبك عندما تصبحين عجوزة وقبيحة, وتحتاجين واحداً من هذه الكراسى,
    Lütfen! Henüz İngilizce anlamıyor. Seni anlamıyor. Open Subtitles من فضلك، لا يفهم الإنكليزية بعد، لا يفهمك
    Çince anlamıyor. Open Subtitles تا نغ لونغ لا تزعج نفسك فلن يفهمك
    # Evet, hiçkimse anlamıyor seni dedim # Open Subtitles "صوتك على قرص مضغوط بـ25 سنت" "قلت إن لا أحد يفهمك"
    Sizi anlıyor ve size inanıyor görünüyordu tam da anlaşılmak ve inanılmak istediğiniz şekilde. Open Subtitles بدا وكأنه يفهمك ويؤمن بك كما تريد أن يفهمك الناس
    Düşüncelerini öyle rezilce ifade ediyorsun ki herkes anlıyor. Open Subtitles لديك أسلوب في التعامل لكي يفهمك الجميع
    Zor durumda, ama anlıyor. Open Subtitles إنه يمر بوقتٍ عصيب، ولكنه يفهمك جيداً
    Lütfen onu affet Manav. Seni anlamaz. Open Subtitles ارجوك سامحه يا ماناف انه لا يفهمك
    Sizi anlayamaz. Lütfen, bırakın beni! Open Subtitles ل ايمكنه ان يفهمك أرجوك دعني أذهب
    Bence en zor tarafı kimsenin seni anlamaması. Open Subtitles أتعلمين، أعتقد أن أسوأ ما فى الأمر أن لا أحد يفهمك.
    Ve "o şey" de seni de anlayabilir. O yüzden dikkat et. Open Subtitles وذلك الشيء يستطيع أن يفهمك فإنتبه
    Hakkınız var Madam Guérin. Sizi anlayamıyor olabilir ama onunla mümkün olduğunca konuşmalıyız. Open Subtitles سيدة غيران، إنه لا يستطيع أن يفهمك لكن علينا التحدث إليه كلما استطعنا ذلك
    Gülüşünde tam senin anlaşılmak, inanılmak istediğin gibi Seni anladığını, sana inandığını belirten bir his vardı. Open Subtitles فهو يبدو وكأنة يفهمك ويؤمن بكّ كما تُحب ان تُفهم و يُؤامن بِك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more