"يفوتك" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaçırmadın
        
    • kaçırdığını
        
    • kaçırmak
        
    • kaçmıyor
        
    • kaçırıyorsun
        
    • kaçıracaksın
        
    • kaçırmanı
        
    • eksik
        
    • kaçırmazsın
        
    • kaçırmayacaksın
        
    • kaçırırsın
        
    • kaçırabilirsin
        
    • kaçırmış
        
    • Özlemiyor
        
    • kaçırmaman
        
    - Hiç L.A.'li biriyle tanışmamıştım. - Fazla bir şey kaçırmadın. Open Subtitles أنا لم أقابل أحدا من لوس أنجيلوس من قبل ـ لم يفوتك الكثير
    Ne kaçırdığını görmeni istedim böylece bir dahaki sefere başına ne geleceğini bileceksin. Open Subtitles أردتك فقط أن ترى هذا لكي تعرف ما يفوتك لكي تتعلم في المستقبل
    Yaşlı babamızın partisini kaçırmak istemeyiz. Open Subtitles لا نريد أن يفوتك حفل والدك العجوز.. نعم, أليس كذلك؟
    Gözünden hiçbir şey kaçmıyor. Sıkı bir avukat olmalısın. Open Subtitles انت لا تدع شيئا يفوتك لابد انك محامي بومبه
    - Aile erkeğini oynarken ne kaçırıyorsun? Open Subtitles مالذي يفوتك الآن، بينما تلعب دور ربّ الأسرة ؟
    Ve bunu görmek için bir dakika durmazsan bu fırsatı kaçıracaksın. Open Subtitles وإن لم تتوقف ولو حتى للحظة لتدرك هذا فسوف يفوتك الأمر
    Kayık yarışlarını kaçırmanı istemeyiz, değil mi? Open Subtitles فنحن لا نريد أن يفوتك سباق القوارب, صح؟
    Çok sıkıcı bir partiydi. Bir şey kaçırmadın. Open Subtitles كانت حفلة سخيفة لم يفوتك أى شىء
    Pek bir şey kaçırmadın. Tatlı kavun daha iyi. Open Subtitles لن يفوتك الكثير ، المن أشهى بكثير
    - Bugünden itibaren. Neler kaçırdığını bir bilsen. Open Subtitles منذ اليوم , منذ الآن واو , لا تعلمين حقا ما الذي يفوتك
    Tamam. Ama ne kaçırdığını bilmiyorsun. Open Subtitles حسناً، لكنك لا تعرف ماذا يفوتك
    Büyük sahnemi kaçırmak üzeresin. İlk bölümü gördün mü? Open Subtitles سوف يفوتك مشهداً كبيراً هل رأيت الفصل الأول ؟
    Yar'ın yıllık moral konuşmasını kaçırmak istemezsin. Open Subtitles لننطلق، لا نريد أن يفوتك خطاب يار السنوي
    Senden de hiç bir şey kaçmıyor, Frank. Open Subtitles وهذا الغسول يباع كالكعك الساخن لا يمكن ان يفوتك شىء فرانك
    Senden bir şay kaçmıyor, Kirsten. Bir filin hafızasına sahipsin. Open Subtitles لا شيئ يفوتك "كرستين" لديك ذاكرة مثل الفيل
    -Ne iş yaptığını anlamaya çalışıyorum. - Asıl meseleyi kaçırıyorsun. Open Subtitles أحاول أن أفهم وظيفتك - يفوتك بيت القصيد اذاً -
    Ne, yani bebeğe hediye gününü mü kaçıracaksın? Open Subtitles وماذا, هل تقلق أن يفوتك حمام الطفل؟
    Servisi kaçırmanı istemeyiz. Open Subtitles .فنحنُ لا نرغب بأن يفوتك الباص
    Bir dakika. Bir şeyin eksik görünüyor. Open Subtitles لحظة واحدة تبدو و كأنك يفوتك شئ
    Bir şey kaçırmazsın. Aile üyelerimizle tanışıp İspanyolca pratiği yapabileceğiz. Open Subtitles لن يفوتك أي شيء، كما أننا سنلاقي بقية أفراد عائلتنا
    Çok şey kaçırmayacaksın. Open Subtitles لن يفوتك الكثير
    Çok bekleme. Treni kaçırırsın sonra. Open Subtitles اذا لا تنتظري كثيرا لا تريدين أن يفوتك الوقت
    Tüm belirtileri bilsen de, sorunları anlasan da bir şeyi gözden kaçırabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تعرف كل العلامات وتفهم كل المشكلات وبالرغم من ذلك يفوتك شيء ما
    Pek bir şey kaçırmış sayılmazsın. Her zamanki gibi aşağılık herifin teki. Open Subtitles لم يفوتك الكثير، فما زال أحمقاً كعادته.
    Özlemiyor musun? Open Subtitles ألّم يفوتك هذا؟
    Onun yuva kurma içgüdüleri hakkındaki tüm uyarılarına rağmen masaya getirdiği tek bir öğünü bile kaçırmaman biraz ironik. Open Subtitles أجد أنها مفارقة أن رغم تحذيرك من انها تنشر شباكها إلا أنك لم يفوتك وجبة واحدة من وجباتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more