"يقولون أنك" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylüyorlar
        
    • söylediler
        
    • derler
        
    • olduğunu söylüyor
        
    • diyorlar
        
    • söylerler
        
    • söyleniyor
        
    Bayağı büyük işlere bulaştığını söylüyorlar, baba. Fotoğraflar var ellerinde. Open Subtitles يقولون أنك متورط في شيء خطير يا أبي, لديهم صوراً
    Onlar öyle demiyorlar. Önce senin öldürdüğünü söylüyorlar. Open Subtitles ليس هذا ما قالوه يقولون أنك فعلتها أولاً
    Onlar öyle demiyorlar. Önce senin öldürdüğünü söylüyorlar. Open Subtitles ليس هذا ما قالوه يقولون أنك فعلتها أولاً
    Sorgu yargıcına kesin talimat verdiğini söylediler. Open Subtitles يقولون أنك أعطيت الطبيب الشرعي تعليمات صارمة
    Ne derler bilirsiniz: "Her kim yanlız başına yerse, şeytan onu götürür." Open Subtitles يقولون أنك عندما تأكل مع أصدقائك تُبكي الشيطان، وعندما تأكل بمفردك تجعله يحتفل.
    Stiles, tüm arkadaşları onu son gören kişinin sen olduğunu söylüyor. Open Subtitles "ستايلز" ، كل أصدقائها يقولون أنك آخر شخص رآها -أنا ؟
    diyorlar ki avukat Centrobi'yle evleniyormuşsun. Open Subtitles يقولون أنك على وشك الزواج من سينتوربي المحامي
    Sadece bana omuz sürterek ev alabileceklerini söylerler. Open Subtitles يقولون أنك تحصل على منزل بمجرد الالتقاء معي
    Paris'de pek çok kişiden daha fazla sosis sattığının söyleniyor. Open Subtitles يقولون أنك تبيع مقانق أكثر من أي شخص آخر فى باريس
    Onu senin öldürdüğünü söylüyorlar. Önemli olan bu. Adını nereden biliyorlar? Open Subtitles إنهم يقولون أنك قتلتها.ذلك هو كل ما يهم.كيف عرفوا إسمك؟
    Onlar tekmenin gölgenden bile hızlı olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles لهذا هم يقولون أنك يمكنك أن تضرب بسرعة أسرع من ظلك
    Sen ve Türk kızının kuş gibi yuva kurduğunuzu söylüyorlar. Open Subtitles يقولون أنك والفتاة التركية تتحابان كالطيور.
    Senin kötü adam olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles إذن ,إنهم يقولون أنك الرجل الشرير أهذا ما يقولونه ؟
    İnsanlar onu hamile bıraktığını ve düşük yapıp kendini öldürmeye çalıştığını söylüyorlar. Open Subtitles الناس يقولون أنك جعلتها حاملا وأنها أجرت عملية اجهاض و حاولت أن تقتل نفسها
    Şey, birkaç saat sonra kendini hasta hissetmeye başlayacağını söylüyorlar ama o zaman artık çok geç olacak. Open Subtitles يقولون أنك لن تبدأ فى الشعور بالمرض لبضعة ساعات, لكن حينها سيكون قد فات الأوان
    Ofistekiler, işten ayrılmayı düşündüğünü söylediler. Bu doğru mu? Open Subtitles الرفاق في القسم يقولون أنك تعرف شيئا، هل هذا صحيح ؟
    Ofistekiler, işten ayrılmayı düşündüğünü söylediler. Bu doğru mu? Open Subtitles الرفاق في القسم يقولون أنك تعرف شيئا، هل هذا صحيح ؟
    Haftada iki üç kez gittiğinizi söylediler. Open Subtitles انهم يقولون أنك تذهب إلى هناك مرتين أو ثلاثة كل اسبوع
    Kafan karışmıyorsa neler olduğunu bilmiyorsundur, derler. Open Subtitles يقولون أنك إن لم تكن مشوشاً فلن تعرف ما يحدث
    derler ki, bir cinayet işlediğinde en az 25 hata yaparsın ve sonra 5 tanesini hatırlarsan şanslısındır. Open Subtitles يقولون أنك حين ترتكب جريمة قتل فأنك تفعل 25 خطأً علي الأقل و لاحقاً تكون محظوظاً إذا تذكرت خمسة منهم
    Bilge Adam, senin seçilmiş kişi olduğunu söylüyor. Open Subtitles الحكماء يقولون أنك أنت ذلك الموعود
    Köyde, onun okula gitmesine bile izin vermiyormuşsun diyorlar. Open Subtitles في القرية يقولون أنك لا تسمح لها بالذهاب إلى المدرسة.
    Bu acıyı mutlaka yaşayacağını söylerler. Open Subtitles لكنهم يقولون أنك ستنهار في النهاية
    bana kur mu yapıyorsun evlat senin Alexandra soyundan olduğun söyleniyor ben Alexandra soyundanım Open Subtitles هل تحاول إغاظتى أيها الفتى (يقولون أنك تدعى أنك من نسل الـ(إسكندر ليس إدعاءً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more