Norris'in evi, Bay Koji. Lanetli olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | إنه منزل آل نورس يا سيد كوجى فهم يقولون إنه ملعون |
Norris'in evi, Bay Koji. Lanetli olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | إنه منزل آل نورس يا سيد كوجي فهم يقولون إنه ملعون |
Binanın boş olduğunu söylüyorlar ama yalan söylüyorlar. Ortalık çok pis. | Open Subtitles | يقولون إنه غير مستخدم، لكنهم يكذبون المنطقة ملوثة |
Sütlü olan ama, şimdilerde yararlı olduğu söylenen siyah şey değil. | Open Subtitles | حليب الشوكولاته، ليس بالشيء المظلم الذي يقولون إنه أفضل لك |
Bazıları bunun sürecin bir parçası olduğunu söylüyor, kitabın dediğini yapmamız gerek. | TED | يقولون إنه جزء فقط. لابد من أن ننجز الكتاب. |
- Schatzie, bu beyler bir tümörüm olduğunu söylüyorlar. - Tümör mü? | Open Subtitles | شازي، هؤلاء السادة المحترمين يقولون إنه ورم - ورم؟ |
Onun bir komünist olduğunu söylüyorlar. Arthur yoksa, Marilyn de yok. | Open Subtitles | يقولون إنه شيوعى , إن لم يتواجد (آرثر) فلن تتواجد (مارلين) |
Daha hafif olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه أكثر نعومة. |
Çok iyi doktor olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه الطبيب الأفضل. |
Durumun umutsuz olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه أمر ميؤس منه |
Durumun umutsuz olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه أمر ميؤس منه |
Polisler, onun deli olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه قد جن |
Ya sırtına taktığı söylenen çanta? | Open Subtitles | ماذا عن حقيبة الظهر التي يقولون إنه كان يحملها؟ |
Ya sırtına taktığı söylenen çanta? | Open Subtitles | ماذا عن حقيبة الظهر التي يقولون إنه كان يحملها؟ |
Bazıları bunun sürecin bir parçası olduğunu söylüyor, kitabın dediğini yapmamız gerek. | TED | يقولون إنه جزء فقط، لابد أن ننجزالكتاب. |
Bir çok kişi öyle olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الكثيرون يقولون إنه وسيم. |