| Üst düzey suçlular, değerli bir şey taşıtmak istedikleri zaman bu adamı kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنه الشخص الذي يقوم بعملية النقل حينما يرغب مُجرِم ثري بنقل غرض ثمين |
| bir örnek şu, Lesbos'taki taş ustalarının çalışırken yuvarlak kolonları ölçmeleri gerektiğini görüyor. | TED | على سبيل المثال .. عندما يرى الحجار يعمل على جزيرة ليسبوس ويحتاج ان يقوم بعملية قياس أعمدة دائرية |
| Tıpkı disk temizliği yapan bir bilgisayar gibi. | TED | الأمر أشبه بحاسوب يقوم بعملية تنظيف القرص الصلب. |
| Bu şekilde, onu bir litotomi yaparken görüyorsunuz. | TED | واذا انت هنا تشاهده يقوم بعملية نزع الحصاة |
| Çünkü beyniniz geçmiş deneyimleriniz arasında eleme yaparken orada yeni bir bilgi var, fotoğraftan edindiğiniz bilgi. | TED | لأن دماغك بينما يقوم بعملية الغربلة ضمن خبراتك السابقة، فإنه يجد معرفة جديدة. المعرفة التي جاءت من الصورة. |
| Bunu bir cellattan duymak çok tuhaf. | Open Subtitles | هذا تفكير غريب بالنسبة لرجل يقوم بعملية الشنق. |
| bir köy yolunda böyle pis bir işle uğraşıp çamurlu bir alanda cesedi saklıyor. | Open Subtitles | أن يقوم بعملية قذرة في الطريق الريفي ويقوم بالتخلص من الجثة في حقل موحل |
| Böyle bir kaçırma olayını gerçekleştirmesi beni şaşırttı. | Open Subtitles | سيكون مفاجأة لي ان يقوم بعملية اختطاف هو بنفسه |
| Belki Duncan bir fare görmüş ve beyin ameliyatı yapmak istemiştir ama sanmıyorum. | Open Subtitles | ربما رأي دنكان فأرا و قرر ان يقوم بعملية جراحية علي مخ الفأر و لكنني لا اظن ذلك |
| Zincirdeki bir uyduya mikro dalga ışını gönderiyor ve bütün şebekeye bir titreşim yayıyor. | Open Subtitles | يُصدر آشعة تحت الحمراء لقمر صناعي واحد في المجموعة ثم يقوم بعملية شلل تام عبر الشبكة كلها |
| Hemşirelerden biri, babamın sarhoş bir halde ameliyat yaptığı... | Open Subtitles | قامت واحدة من الممرضات بتحذيري ان ابي كان يقوم بعملية |
| ABD'deki bir El Kaide saldırısında ölmesi çok mantıksız. İsraillileri öldürmek ister. | Open Subtitles | قسـام لا يهمه ان يقوم بعملية للقاعدة في امريكا انه يريد قتل اليهود |
| Görünüşe göre tek kurtarmayı yapan benim... yani bir kaç sandviç de çok gelmez heralde. | Open Subtitles | يبدو انني الوحيد الذي يقوم بعملية الانقاذ لا يبدو لي ان بعض الساندويتشات شيئا كبيرا |
| İki adamın da destekçileri vardı ve karşılıklı kamplar arasındaki polemik iyice rahatsız edici ve kişisel bir hale geldi. | Open Subtitles | فهو يقول أن غرابة مشكلة القياس يمكنها أن توضح كيف وجد الكون الذي يجري التجربة اليوم في المختبر يمكن أن يقوم بعملية قياس |
| Yani elimizde katliam yapan dağınık, ama aklı başında bir katil var. | Open Subtitles | رائع ,اذا لدينا قاتل غير منظم يقوم بعملية اجتياح يبدو أنه مستقر تماما لدرجة أن الناس يثقون به حلما يرونه |
| Satışı yapmak için kusursuz bir itibara sahip olan birine ihtiyacım olur. | Open Subtitles | لذا سأحتاج إلى شخصٍ بسمعة . قوية لكي يقوم بعملية البيع |
| 18 yaşında bir çocuk var. Diyalize bağlı yaşıyor ve böbreğe ihtiyacı var ama ailesinden kimsenin böbreği çocuğa uygun değil. | Open Subtitles | هناك فتى في الـ 18 من عمره، يقوم بعملية غسيل الكلى و يحتاج كلية، لكن لم يكن أي من عائلته مطابق له، |
| Ameliyat odasında ruhsuz bir doktor, bir robottan farksızdır. | Open Subtitles | طبيب من دون روح لا فرق بينه و بين انسان الي يقوم بعملية |
| Bu harika makine gökyüzüne çıkınca iki kademeli bir süreç başlıyor. | Open Subtitles | عندما يصل هذا الجهاز الرائع إلى السماء يقوم بعملية مكونة من مرحلتين |
| Yüzbaşı Bandini şimdi palmarel pop... poplit, bir pop... bir palmarel P-O-P-L-I-T-E-A-L damar keşef... damar keşfi ve muhtemel doku nakli gösteriyor. | Open Subtitles | النقيب بانديني يقوم بعملية للشريان المسا... ـ المسرا. |