| Eski kocamın, biz evliyken bir ilişkisi vardı ve ben hiç... | Open Subtitles | زوجي، في الواقع زوجي السابق كاد أن يقيم علاقة عندما كنّا متزوجين |
| Son zamanlarda, mutlu ilişkisi olan... birini tanıyor musun acaba? | Open Subtitles | كنت أتساءل مؤخراَ .. هل تعرف أشخاصاَ يقيم علاقة سعيدة ؟ |
| İkinci Fikir Sekreteriyle ilişkisi olduğuna bayağı eminim. | Open Subtitles | و أنا متأكده جدا أنه يقيم علاقة مع سكرتيرته |
| Sanırım beni başkasıyla aldatıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يقيم علاقة أخرى |
| İçmeye başladık ve sonra o bana nişanlımla yattığını itiraf etti. | Open Subtitles | كنا سكارا فإعترف لي أنه كان يقيم علاقة مع خطيبتي |
| Yani bana diyorsun ki şu anda içeride, bizim yatağımızda biriyle seks yapıyor? | Open Subtitles | إذاً أنت تقول لي الآن أنه بالداخل يقيم علاقة على سريرنا؟ |
| Sweets, nişanlı bir kadınla ilişki yaşıyor. | Open Subtitles | سوييتس يقيم علاقة مع امرأة مخطوبة لا يصلح لاعطاء نصيحة |
| "Dostunun" karısıyla ilişkisi olan bir dost. | Open Subtitles | صديق مقرّب يقيم علاقة غرامية مع زوجة صديقه المقرّب ؟ |
| Babanın bir ilişkisi olduğunu bilmen seni pek rahatsız etmedi ve beni endişelendirdi, çünkü sen bunu affedilir bulursan | Open Subtitles | كنت تعرف أن والدك يقيم علاقة و لم يضايقك الموضوع كثيراً و هذا يقلقني، لأنه إمكانك أن تتجاوز عن شئ كهذا |
| Ben değilim. Sevgilisinin, en yakın arkadaşıyla ilişkisi olduğunu öğrenince hikayesini değiştirebilir. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة، أقصد إذا إكتشفت أن خليلها كان يقيم علاقة مع أعز صديقاتها، |
| Annem, babamın bir ilişkisi olduğundan şüphelenmişti. | Open Subtitles | لقد شكت والدتي بأنَ والدي يقيم علاقة غرامية |
| Stanley'nin bir ilişkisi olması gibi. | Open Subtitles | لا تستطيع تصديق أي شيء يقال لك. مثل يقيم علاقة |
| Neden yemek düzensizliği, Stanley'nin ilişkisi benim köpek dublajcısı olmam? | Open Subtitles | لماذا تعد أكلا ً غير مطلوب, وأن يقيم علاقة أنا وتحدثي كالكلب ؟ |
| Öyle mi? Tahminimce şimdiki karınla ilişkisi vardı. Bunu öğrendin ve bir enayi gibi karını affettin. | Open Subtitles | أظنه كان يقيم علاقة مع زوجتك الحالية إكتشفت الأمر وسامحتها كأحمق |
| John'un bir ilişkisi olsa bile bu Kathryn'i sevmediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | حتى و لو كان جون يقيم علاقة غير شرعية هذا لا يعني أنه لا يحب كاثرين |
| Apu karısını mı aldatıyor? | Open Subtitles | (ابو) يقيم علاقة خارجية؟ |
| Mitchell beni aldatıyor galiba. | Open Subtitles | اعتقد ان (ميتشل) يقيم علاقة |
| Sevgilimin en iyi dostumla yattığını öğrensem ben de cinayeti düşünürdüm. | Open Subtitles | أعرف أنّني إن إكتشفتُ أنّ أعز أصدقائي يقيم علاقة مع حبيبتي... فستراودني فكرة قاتلة أو إثنتان. |
| Curtis'in Mel'le yattığını düşünüyor. | Open Subtitles | كلا. تعتقد أن (كرتس) يقيم علاقة مع (ميل)! |
| O zaman hen'le kim seks yapıyor? | Open Subtitles | إذا من الذي يقيم علاقة مع الفروج ؟ |
| Horoz hepsiyle seks yapıyor. | Open Subtitles | الديك يقيم علاقة معهم جميعاً |
| Sweets, nişanlı bir kadınla ilişki yaşıyor. | Open Subtitles | سوييتس يقيم علاقة مع امرأة مخطوبة |
| Kocam burada değil çünkü bir ilişki yaşıyor. | Open Subtitles | زوجي ليس هنا لأنه يقيم علاقة غير شرعية |
| Wilson'ın onun karısıyla yattığını öğrendin. | Open Subtitles | إكتشفت أن (ويلسون) كان يقيم علاقة مع زوجته. |