"يكافح" - Translation from Arabic to Turkish

    • mücadele
        
    • savaşıyor
        
    • uğraşıyor
        
    • çalışırken
        
    • mücadelesi
        
    • savaştığını
        
    • savaşan
        
    • savaşır
        
    Harris yine topu almaya çalışıyor. Bugün iyi mücadele ediyor. Open Subtitles هاريس مرة اخرى يحاول التاثير على النتيجة انه يكافح الليلة
    Daha 16 yaşında ve normal bir çocuk olmak için mücadele veriyor. Open Subtitles جاستن في الـ16 من عمره إنه يكافح ليحاول ان يكون فتاً عادياً
    Çünkü çalışmasında ihtiyacı olan oksijeni almak için mücadele ediyor. Open Subtitles لانه يكافح من أجل الحصول على الأكسجين الذي يحتاجه للعمل.
    O sevdikleri için savaşıyor ve o korkak birisi değil. Open Subtitles إنه يكافح من أجل ما يحبه و هو ليس جباناً
    Zaten çok az olan kirayı ödemek için uğraşıyor. Open Subtitles إنهُ يكافح لدفع الإيجار، والذي هو مُتدني جداً بأي حال
    Avukatları bu karmaşada çözüm bulmaya çalışırken kendisi çatı katındaki dairesinde saklanıyor. Open Subtitles التي تتماسك في شقتها بينما يكافح محاموها من أجل التوصل إلى اتفاق
    Sonra dinozorlar ilk kuşlarla, balık ve çiçekli bitkilerle birlikte yaşam mücadelesi verdiler. Open Subtitles ثمّ ديناصورات، يكافح من أجل الحياة سويّة مع الطيور الأولى، سمك، ونباتات مزهرة...
    Şimdi ya da yarın. Birinin babam için savaştığını bildiğim an giderim. Open Subtitles غداً,حينما أعرف أن شخص ما يكافح من أجل أبى.
    Sadece benim görebildiğim hayatta, kim olduğum, gerçekten olduğum kişi, yoğun depresyonla mücadele eden birisi. TED في الحياة التي أراها أنا فقط وما أنا حقا عليه هي أنني شخص يكافح بإستمرار ضد الإكتئاب.
    kimsenin sizin için mücadele etmemesi demek. TED ضعف التمثيل يعني أن لا أحد يكافح من أجلك.
    Boşuna mücadele etme. Pussfeller timsahlarla güreşir. Open Subtitles لا فائدة من المقاومة يكافح باسفيللر التماسيح
    Açlıktan ölmek üzere olan ve bir patates için mücadele eden kişi, hakiki bir adam. Open Subtitles وهذا أنسان من لحم ودم يكافح من أجل حبة بطاطس، قريباً سيلقى حتفه جوعاً
    Ama görünüşe göre halen yerel geleneklerle mücadele etmeye çalışıyor. Open Subtitles لكن على ما يبدو هو ما زال يكافح لتحمل التقاليد المحلية
    ..çünkü onun istediği anlam için mücadele etmek. Open Subtitles لأن ما يريده هو أن يكافح لجعل حياته ذات معنى
    mücadele etmek ve yaşamaya karar vermek zorunda. Open Subtitles يجب أن يكافح من أجله يجب أن يقرر أنه يريد العيش
    Yedinci jenerasyon hala hakları için savaşıyor. TED الجيل السابع لا يزال يكافح من أجل حقوقه.
    Senatör Finistirre hâlâ davası için savaşıyor. Open Subtitles إنتظر. السيناتور فينيستر ما زال يكافح من أجل أسبابه
    Tüm gücüyle savaşıyor ve kalbi de iyi yönde cevap veriyor. Open Subtitles فهو يكافح بكل قوته وقلبه يستجيب بشكل جيد
    Bizim için uğraşıyor. Open Subtitles ذهب إلى العمل، كي يكافح من أجلنا.
    Adam tutamağı yakalayınca arabayı bırakıp... o arabayı kaldırıma çıkarmaya çalışırken oradan uzaklaşacaktık. Open Subtitles كنت سنتركه فى الثانية التى سيمسك بها المقابض ثم نترك المشهد وهو يكافح لتخفيف ظهر العربة قبل ان تصدتم بالرصيف
    Kara balıkları yaşam mücadelesi veriyor. Open Subtitles سمك السلّور المحصور يكافح في بركة منحسرة
    Onun sokaklarda suçla savaştığını mı düşünüyorsun yani? Open Subtitles هل تعتقد أنه كان بالفعل في الخارج يكافح الجريمة؟
    Standart, adalet için savaşan alelade iyi niyetli biri olmanı gerçekten istemiyorum. Open Subtitles حقًا لا أريدك أن تكون المثالي الذي يكافح الظلم
    Herkes alan kapmak için savaşır. Benim büyüdüğüm yere benziyor. Open Subtitles كل شخص يكافح من أجل أرضه يبدو مثل المكان الذي نشأت فيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more