"Asla hergün yağmur yağmaz." derdi Bu iyi haber, garanti ederim. | Open Subtitles | أنها لا تمطر كلّ يوم أبداً وهذا يكفل الأخبار الجيدة |
"Asla hergün yağmur yağmaz." derdi Bu iyi haber, garanti ederim. | Open Subtitles | أنها لا تمطر كلّ يوم أبداً وهذا يكفل الأخبار الجيدة |
Hayatını garanti altına alan devletine karşı görevini yapmalısın. | Open Subtitles | لقد أقسمتِ على اداء الواجب للحكومة و هذا يكفل لكِ العيش |
Eski kocan bankadan kredi alabilmek için babandan ona kefil olmasını istedi. | Open Subtitles | عندما أتى طليقكِ لوالدكِ... يتسول لكي يكفل دينه.. |
Burada sana kefil olacak biri var mı? | Open Subtitles | مَنْ يستطيع أنْ يكفل صدقك؟ |
Fakat, mesela Dünya'yı ele alalım, güneşine olan uzaklığı tam yerinde. Yaşam barındırmak için mükemmel bir potansiyeli var. | Open Subtitles | "ولمثيل لكوكب الأرض فلابد أن تكون المسافة مثاليّة بما يكفل احتواءه حياة" |
Nihayetinde kendi suyunu barındırmak güneşine doğru mesafede ve kendi atmosferini bulundurmak için uygun kütleye sahip bir gezegen tespit etmeyi başardık. | Open Subtitles | "نجحنا أخيرًا برصد كوكب على مسافة ملائمة من نجمه بما يكفل حمله للمياه" "ويتّسم بالكتلة الملائمة ليحيطه غلاف جويّ" |
Geleceğimizi garanti altına alacak bir iş yaptım. | Open Subtitles | لقد أمّنت مصدر ربح يكفل لنا مستقبلاً عظيمًا |
Umarım bu bana Cennet'te bir yer garanti eder. | Open Subtitles | ...آمل أن يكفل لى هذا مكانا فى ملكوت السماء |
Flynn'le iletişime geçip bir buluşma ayarlamayı ve ajanlarımızdan birine kefil olmayı kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على الاتصال بـ(فلين)، تحديد موعد، وأن يكفل أحد عملائنا. |