O bir adam değildi. Vahşi bir hayvandı. | Open Subtitles | إنه لم يكن رجلاً لقد كان حيواناً مفترساً |
Gerçek bir adam içecek alabilir hala parti yapabilir, o adam değildi. | Open Subtitles | الرجل الحقيقي يمكنه الشرب يستطيع أن يحتفل .. لم يكن رجلاً |
Yalnız o savaşçı bir adam değildi, 12 yaşından daha büyük olmayan bir çocuktu. | Open Subtitles | عدا أن المقاتل لم يكن رجلاً كان صبيّاً لا يزيد عمره عن 12 سنة |
O bir insan değildi. Başka birşeydi. | Open Subtitles | كما لو أنه ، لم يكن رجلاً لقد كان شيئاً آخر |
- Hayır, tanıdım. Pek iyi bir insan değildi. | Open Subtitles | كلا، حظيت بوقت لأتعرف إليه لم يكن رجلاً لطيفاً جداً |
Yumruk yerim de, atarım da ama o adam sıradan biri değildi. | Open Subtitles | يمكننيأنألكموأتلقىاللكمات، لكنّه لم يكن رجلاً عادي |
Evet ama yardımcının bunu yapması imkânsızdı. Çünkü o bir erkek değildi. | Open Subtitles | نعم، لكن الكاتب لم يعن هذا مالم يكن رجلاً |
Sanki insan değilmiş de yedek parçaymış gibi kesip biçtiler, zenginlere yedek parça. | Open Subtitles | قاموا بتقطيعه كأنه لم يكن رجلاً حتى فقط قطع غيار قطع غيار للأغنياء |
Gençken duyma kabiliyetimin yüzde 80'ini kaybettim çünkü babam pek iyi birisi değildi. | Open Subtitles | لأن أبي لم يكن رجلاً لطيفًا. |
Nazik bir adam değildi, ama kaba saba da olsa, onu adalet ve özgürlüğe yönelten ahlaki bir yanı vardı. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً حنوناً لكن كان بداخله دافع أخلاقي شديد للعدل والحرية |
Teorik olarak bu adamın öldürülmesinde bir çok sebep olabilir. Sonuçta iyi bir adam değildi. | Open Subtitles | لكن من الناحية النظريّة، يُمكن أن تكون وفاته حيال أيّ شيءٍ، فلمْ يكن رجلاً لطيفاً. |
Babam pek dindar bir adam değildi. | Open Subtitles | والدي لم يكن رجلاً متديناً، هل تعرف؟ |
Tatlıya düşkün olmasına rağmen, tatlı bir adam değildi. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً لطيفاً أو معسول السان |
O tam anlamıyla adam gibi bir adam değildi. | Open Subtitles | لم يكن.. لم يكن رجلاً واضح الرجولة |
Bakın, babam pek iyi bir adam değildi, anladınız mı? | Open Subtitles | والدى لم يكن رجلاً جيداً حسنا؟ |
Hiç de öyle büyük bir adam değildi. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً طويلاً إطلاقاً |
Doktor size söyledim. O bir insan değildi. | Open Subtitles | دكتور أخبرتُك بأنه لم يكن رجلاً |
Hayır, Homer önemli bir insan değildi ne de vasıflı birisiydi, ve şüphesiz hiçbir şey başaramadı. | Open Subtitles | لا, (هومر) لم يكن رجلاً عظيماً ولا حتى رجل صالح وهو بكل تأكيد لم يقم بأي شيء |
Nazik ve iyi bir insan değildi. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً لطيفًا أو صالحًا |
Ve o da zavallı, genç bir kızdan faydalanmak isteyen 50 yaşında biri değildi. | Open Subtitles | و لم يكن رجلاً طاعناً بالسن يستغل شبابي معه |
İri biri değildi ama onunla savaştı. Çok cesurdu. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً ضخماً ولكنّ تشاجر مع هذا الرجل بكلّ شجاعة |
Tüm bunlar sizi yanıltmasın. Henry fakir biri değildi, | Open Subtitles | لا تضللك كل هذة الاشياء فـ "هنري" لم يكن رجلاً فقير |
Ancak görevli, Daniel'in söylediği gibi bir erkek değildi. | Open Subtitles | فقط مندوب المكتب لم يكن رجلاً (كما قال (دانيال |
Evet, kertenkeleye dönen bir insan değilmiş. | Open Subtitles | نعم، اتضح أنه لم يكن رجلاً تحول إلى سحلية |
Hem Sam Keating iyi birisi değildi. | Open Subtitles | و(سام كيتنغ) لم يكن رجلاً صالح |