"يكونَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmayacak
        
    • olması
        
    • olmasını
        
    • olmaz
        
    • olmazdı
        
    • olamaz
        
    • olmaması
        
    • olmalıydı
        
    Eğer bizlerin daha fazla zekaya erişebilme şansı olsa insan türünün yapabileceği şeylerin bir sınırı olmayacak. TED وإنْ تمكنّا من الحصولِ على ذكاءٍ أكثر، لن يكونَ حينها هناكَ شيءٌ لن يستطيعَ البشرُ القيامَ به.
    Seks yaptığımızda, bunun nedeni bir anlaşma olmayacak. Open Subtitles عندما نقوم بالجنس ، فلن يكونَ بسببِ صفقةٍ
    Altı Milyon Dolarlık Adam'ın neyi olması gerek, biliyor musunuz? Open Subtitles تَعْرفُ ما الستّة ملايين رجل الدولارَ يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُ؟
    Siyah Afrikalı bir erkekti, siyah birisinin olmasını istediğim her şeyle alay etti ve karşı çıktı. Open Subtitles كانَ رجلاً أسوداً أفريقياً سخرَ و تحدّى كُل ما أردتهُ أن يكونَ الرجل الأسود عليه
    Esasında karakter olmadan galibiyet olmaz. Open Subtitles في الحقيقَة، بدون الشخصيَة، فلَن يكونَ هناكَ نَصر
    Bütün ömrümüzce aynı evde yaşamış olsaydık bile, kim olduğuma dair en ufak bir ipucun olmazdı. Open Subtitles حتى لو كُنتِ في ذلكَ المنزِل طوالَ حياتي فلن يكونَ لديكَ فكرة عما أنا عليه
    Fakat bu hukuk bürosundaki herkes senin için ölü olamaz, çünkü er ya da geç, birilerine ihtiyacın olacak. Open Subtitles لكن كلّ من بهذه الشركة لايُمكنُ بأن يكونَ ميّتًا بالنسبةِ لك، لأنه عاجلاً أم آجل، سوف تحتاجُ شخصًا ما.
    Sonunda popomuzu gerçek bir köpek koklayacak ve bu ürkütücü olmayacak. Open Subtitles وأخيراً كلباً حقيقياً يستطيعُ أن يشم مؤخراتنا من دونِ أن يكونَ ذلك غريباً
    Yani bir fonksiyon bozukluğu olmayacak. Open Subtitles وهو ما يعني بأنه لن يكونَ كفيلاً بإردائهِ ميتاً.
    Almanya kazanırsa herşey iyi olmayacak mı? Open Subtitles عندما تنتصر ألمانيا ألن يكونَ كل شيء بخير ؟
    Mükemmel olmayacak ama hayatını kurtaracak. Open Subtitles لن يكونَ الأمرُ سهلاً رائعاً ولكنَّهُ سينقذُ حياته
    Bir erkeğin çekici olması için çok küçük eksiklikleri olmalı. Open Subtitles ينبغي على الرجل أن يفتقرَ لشيء ما لكيْ يكونَ جذابًا.
    Onun etinden ve kanından eğer baba olacaksa, önce baba olması lazım. Open Subtitles إنهُ من لحمهِ ودمّه، ولو سيصيرُ أب، عليّه أن يكونَ تعامله كالأب.
    Tüm itirazlarının aptalca olması yüzünden olamaz, değil mi? Open Subtitles ألا يُمكنُ أن يكونَ السَبب أنَ مُعظمَ اعتراضاتِكَ غبية، صحيح؟ كلا.
    Tanrı hayatın anlamı olmasını istiyor. Open Subtitles يريدُ الربُّ لهذه الحياةِ أن يكونَ لها معنى
    Sen skleroderma olmasını istemiyorsun çünkü bu öleceği anlamına geliyor. Open Subtitles أنتِ لا تريدينه أن يكونَ تصلّب الجلد إذ سيعني هذا أنّ الطفلَ سيموت
    Çocukların dâhil olmasını istemediğini söyledin ve ben de buna saygı göstermeye çalışıyorum. Open Subtitles كيف يُمكنُ لزاك أن يكونَ متورطاً في هذه القصة أنتِ قُلتي بأنكِ لا تُريدينَ منهم التورط وأنا أحاول أحترامُ ذلك
    Ama konuşacak olursan öyle küçük bir hücre yaptırırım ki ayakta duracak yerin bile olmaz. Open Subtitles لكن إن تكلمت سأبني زنزانةً صغيرةً جداً بحيثُ لن يكونَ هناكَ مجالٌ لتقفَ فيها
    Buradaki herkesi tanıyoruz. Benzin bulmak zor olmaz. Open Subtitles نعرفُ الجميع هنا الحصول على الوقود لن يكونَ صعباً
    Zamanının azaldığını gören ilk kişi olmazdı herhalde. Open Subtitles ولن يكونَ هذا الرجل أوّل من يتحيّن الفرصة
    Dr.Turk, Bay Hoffner'a ameliyat olup olmaması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyler misiniz? Open Subtitles أخبرْ السّيدَ Hoffner سواء أَو لَيسَ تَعتقدُ بأنّه يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُ جراحةُ.
    Sana numarayı ben vermemeliydim. Numara sende zaten olmalıydı. Open Subtitles لا يَجِبُ أنْ أَعطيك الرقم يَجِبُ أَنْ يكونَ الرقم عندك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more