| Yardım gerekirse kimse yok. | Open Subtitles | لذا لن يكون هناك أحد للمساعدة لو احتجتم لشيء |
| Ayrıca şaşırtıcı şekilde yanında da kimse yok. | Open Subtitles | ولكن احزر ماذا؟ لن يكون هناك أحد آخير غيرك هناك |
| Oynayacak kimse yok. | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد يلعب معه. |
| Evde bütün gün sana bakacak biri olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد للإعتناء بكى طوال اليوم |
| Bir daha hayatımda, senin gibi biri olmayacak. - Söz mü? | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد مثلك ابداً فى حياتى |
| Ortalıkta sizden ve birkaç yamaç köpeğinden başka kimse olmaz. | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد لمسافة أميال سواكما وبعض الطيور |
| Bu saatte barda kimsenin olmaması normal değil. | Open Subtitles | هذا ليس طبيعى بأن لا يكون هناك أحد فى مثل هذا الوقت |
| - Neredeyse kimse yok. | Open Subtitles | -يكاد ألا يكون هناك أحد |
| Hayır. Evde kimse yok! | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد في المنزل - |
| O gün ne yapacağımızı, neden yapacağımızı söyleyecek biri olmayacak. | Open Subtitles | في ذلك اليوم ، لن يكون هناك أحد ... يخبرنا ماذا نفعل أو لماذا نفعل ذلك |
| Hiçbir zaman benim gibi biri olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد مثلي أبداً. |
| Ramezani bey, Şu an 3 aylık okul tatiline girdik. Herkes gitti. Burada ona bakıcak kimse olmaz. | Open Subtitles | سيد رمضاني هذة عطلة الصيف مدتها ثلاثة شهور الجميع قد ذهب لن يكون هناك أحد لمراعاته |
| Böyle bir şey olur da müşterilerden birinin para ödeme zamanı gelirse ortada baştan başlatacak kimse olmaz. | Open Subtitles | إذا حدث هذا وجاء موعد دفع الناس لن يكون هناك أحد ليعيد ضبط القلوب |
| Sokağın karşısında bir sürü araba vardı orada kimsenin olmaması gerek. | Open Subtitles | وكان هناك الكثير من السيارات في شارع المقابل ولم يكن من المفـترض ان يكون هناك أحد |
| - Sokağa çıkma yasağının ortasında... sabahın 4'ünde kimsenin olmaması normal. | Open Subtitles | ولا اي أحد؟ - الساعة الرابعة صباحاً- أثناء حظر التجوال، بالطبع لن يكون هناك أحد |