Bill denetçiydi, ve üç dakika boyunca denetlemekten bahsettik (Kahkahalar) Spencer'ın kadınlarda dikkat ettiği ilk şey cilt rengiymiş. | TED | يعمل بيل كمدقق للحسابات، وتحدثنا حول عمله طيلة الدقائق الثلاث. (ضحك) أول شيء يلاحظه سبنسر في المرأة هو بشرتها. |
(Kahkahalar) Cliff, kadınlarda dikkat ettiği ilk şeyin dişler olduğunu söyledi. Ve sonrasında birbirimizin dişlerine iltifat ettik. | TED | (ضحك) أما كليف فقد أخبرني بأن أول شيء يلاحظه هو الأسنان. وأبدى كل منا إعجابه بأسنان الطرف الآخر. |
Şeytan gelip burada dolansa bile kimsenin dikkatini çekmezdi. | Open Subtitles | كان يمكن للشيطان أن يتسكع و لن يلاحظه أحد |
Morland'ın ofisine 80 litrelik bir şeyin kimsenin dikkatini çekmeden sokulabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اتخيل ان 20 جالون من اى شىء يدخلى الى مكتب مورلاند بدون ان يلاحظه احد |
Sizce su tankını gizli kapının altına farkedilmeden nasıl getirmiş olabilir? | Open Subtitles | وكيف تعتقد انه تمكن من تحريك الخزان تحت الباب الخفي دون ان يلاحظه أحد |
Hiç kimse farkedilmeden bu kata çıkamaz. | Open Subtitles | لا أحد يصل إلى هذا الطابق دون أن يلاحظه أحد |
elektrik kesildiğinde güvenlik kameralarını atlatacak ve buraya fark edilmeden gelecek. | Open Subtitles | عندما تنقطع الكهرباء يمكنه التحايل على الكاميرات الأمنية والعودة هنا دون أن يلاحظه أحد |
Üç yıldır orada duruyor, hala babamın dikkatini çekmedi. | Open Subtitles | لثلاث سنوات وهو يمثل ولم يلاحظه أبي قط |
İnsanların dikkatini çeker. | Open Subtitles | هذا شيء يلاحظه الناس |
Ama fark edilmeden kaçmayı başarmış. | Open Subtitles | لكنه اعتاد أن يهرب دون أن يلاحظه احد. |
Buradan nasıl oldu da fark edilmeden çekip gitti? | Open Subtitles | كيف خرج من هنا من دون أن يلاحظه أحد ؟ |