"يلتقطون" - Translation from Arabic to Turkish

    • çekiyorlar
        
    • çekiyor
        
    • çeken
        
    • çekerler
        
    • topluyorlar
        
    • çekiyorlardı
        
    • yakalıyorlar
        
    Bu kişiler dışarı çıkıp teleskop ile gökyüzünün resmini çekiyorlar, sonra resimden yıldızları ayıklarıp, galaksilere bakıyorlar, ve uzaklıklarını hesaplayıp resmi şekillendiriyorlar, TED يخرجون بتلسكوباتهم يوجهوها الى السماء, يلتقطون صورة، يتعرفون على النجوم ثم يمسحوها من الصورة، ينقبون عن المجرات وكم تبعد ويضيفونها الى الصورة.
    Bilmen gerekir diye düşündüm dün seni eken bağışçılar nehir kıyısındalar, resim çekiyorlar. Open Subtitles أعتقدت أنّك تريد أن تعرف هذين الإثنين الذي قابلتهم بالأمس إنهم هنا في الأسفل يلتقطون صور للواجهة البحرية
    Bu durum çocuklarını etkiliyor. Girip çıkanların resmini çekiyorlar. Open Subtitles هذا يؤثر على ابنائهم المصورون يلتقطون صور الداخل والخارج
    Tamam, şeye gidin kuyruğun olduğu tarafa, herkes orada selfie çekiyor. Open Subtitles حسنًا، قوديه إلى منطقة الحيازة، فالجميع يلتقطون الصور الذاتيّة هناك.
    Şu an yanımda yok ama bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim... Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını çeken bir kızılderili. TED صورته المفضله الصوره المفضله لدي, ولكن ليست متوفره الان هندي احمر يلتقط صوره لأشخاص بيض يلتقطون صور لهنود حمر
    Bu seri katiller sonradan bakmak için fotoğraf çekerler. Open Subtitles لا بد أن غايل قد دفنهم هؤلاء القاتلون المحترفون يلتقطون صورا كي يرونها فيما بعد
    Çocuklar arkalarını topluyorlar ama temizlemiyorlar. Open Subtitles الأطفال يلتقطون ما يسقط منهم لكن لا ينظفون
    Onlar ise, bir köprüden veya bir binadan uzaktan fotoğraf çekiyorlardı. Open Subtitles كانوا على جسر أو مبنى يلتقطون الصور من مسافة
    Sesle yer belirliyorlar. Bu da demektir ki, sesaltı sinyallerini yakalıyorlar. Pes sesler bizim duyma sınırlarımız dışında. Open Subtitles إنهم يعملون بمحسسات، وهذا يعني بأنهم يلتقطون الأصوات الخافتة، الأصوات الصغيرة التردد التي لا نسمعها.
    Bunu geçirdiğiniz zaman resminizi çekiyorlar. Geri istiyorum. Open Subtitles إنهم يلتقطون صورةً عندما تجفف نفسك , أريد إستعادتها
    Telefonlarıyla güzel bir şey görünce resmini çekiyorlar ama resim öylece cihazda duruyor. Open Subtitles لديهم هواتفهم الآن ، آي شيء يعجبهم يلتقطون صورا له
    Evet ama o oyuncak düşündüğünden kısa sürüyor ve bitmeden önce fotoğrafını çekiyorlar, bu yüzden inmeden önce kıyafetlerini giymeyi sakın unutma. Open Subtitles نعم، لكن يجب أن تتذكر ان الرحلة أقصر مما تظن و أنهم يلتقطون صورتكما بالنهاية
    Sanırım birbirlerinin fotoğraflarını çekiyorlar. Open Subtitles أعتقد أنهم يلتقطون الصور لبعضهم البعض
    Ya internetten çalıyorlar ya da cep telefonuyla, kredi kartının resmini çekiyorlar. Open Subtitles ... هم يستخدمون الإنترنت لفعل ذلك أو يلتقطون صورة لبطاقتكِ الإئتمانية بواسطة التليفون المحمول
    Bazıları hala resim çekiyor. Open Subtitles و هؤلاء الناس هناك يلتقطون الصور
    Peki, bir sürü fotoğrafçı var hepsi birbirinden başka türlü fotoğraflar çekiyor ama sizinki hiçbirine benzemiyor. Open Subtitles هنالك العديد من المصورين... يلتقطون العديد من الصور... ولكن عملك كان فريداً من نوعه
    Sen şu fotoğrafları çeken fotoğrafçılardan birisin değil mi? Open Subtitles أنت واحد من أولئك المصوّرين الذين يلتقطون الصور ؟
    Bizler gibi, çevrenin detaylı resmini çekerler. Open Subtitles مثل عيوننا ، يلتقطون صور مفصلة عن العالم،
    Her yerden mermi kovanları topluyorlar. Open Subtitles إنّهم يلتقطون مظاريف الرصاص الفارغ بأرجاء المكان.
    Onlar...resim çekiyorlardı, içki vardı. Open Subtitles لقد.. لقد كانوا يلتقطون صوراً لقد كان هناك شرب
    Yemeklerini yakalıyorlar. Open Subtitles هم يلتقطون طعامهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more