6 yıl önce birbirlerini boğazlıyorlardı. Şimdiyse barda bilardo oynuyorlar. | Open Subtitles | قبل ستّ سنوات كانا يتشاجران والآن يلعبان البلياردو في حانة |
Burada iki ayrı çocuğa ait iki video var. Bunlardan biri nörolojik olarak normal, diğeri ise otistik. Pong oynuyorlar. | TED | و ما سترونه هو مقطع فيديو لطفلين , أحدهما طبيعي, و الأخر مصاب بالتوحد يلعبان كرة الطاولة. |
Fakat östrojen ve testosteron, çekicilik algımızı biçimlendirmede büyük bir rol oynuyor. | TED | ولكن هرموني الإستروجين والتيستوستيرون يلعبان أدوارًا مهمة في تكوين الملامح التي تجعلنا نراها جذابة. |
Junk ve Fergie oyun oynuyor, biralarını içip.. | Open Subtitles | جنك و فريجي يلعبان العاب فيديو, ويشربان جعة |
Bu sabahın ilk saatlerinde başka bir koya bakmaya gittim ve suda bir yetişkinle oynayan iki küçük yavru buldum. | Open Subtitles | ذهبتُ لأستطلع في خليج صغيرِ آخرِ في هذا الصباح الباكر و وجدتُ جروين صغيرين يلعبان في الماء مع بالغِ واحد. |
Birisi, siyah ve beyaz insanı kasaba meydanında dama oynarken görmüş olmalı. | TED | من المؤكد أن أحد الأشخاص شاهد رجلًا أسودًا وآخر أبيضًا يلعبان الشطرنج مع شخص في إحدى ساحات المدينة. |
Oraya gittim, çocuklarım çimlerin üstünde oynuyordu. | Open Subtitles | وصلت إلى هناك و رأيت الطفلين يلعبان على العشب |
İkizlerim yeni katıldı. Meşe ağaçlarını oynuyorlar. | Open Subtitles | لقد انضم ولديَّ التوأم و هم يلعبان دور شجرتي الكافور |
Onlar da iyi. Dışarıda teknede oynuyorlar. Şey... | Open Subtitles | إنهما بخير إنهما بالخارج يلعبان علي القارب لا أعلم ربما خمسة أو خمسة ونصف |
Golf oynuyorlar. Yaşıtın ve maaşı altı sıfırlı. Hatta belki yedi. | Open Subtitles | هما يلعبان الجولف وهو في عمرك مع راتب بستة ارقام ربما حتى سبعة ارقام |
Normal bir baba-kız ilişkisi yerine kedi-fare oyunu oynuyorlar. | Open Subtitles | إنهما يلعبان لعبة القط و الفأر بدلا من أن يحظوا بعلاقة طبيعية وسليمة فيما بينهما |
Jamie ve Lydia o uyuşturucu almaya gittiğin parkta oynuyorlar! | Open Subtitles | أتدري أنك وضعت عائلتي في خطر؟ جيمي وليديا يلعبان في هذا المكان |
Dünya Masa Tenisi Finali'nde karşılıklı oynuyorlar ve ikisi de Çinli değil. | Open Subtitles | يلعبان على طاولة عالمية في النهائي ولا أحد منهم صيني |
İki takım da oldukça sert oynuyor. | Open Subtitles | انطلقي مباشرة صوبي كلا الفريقين يلعبان بشكل قوي |
Saklambaç oynuyor olabilirler. Canları sıkılınca çıkacaklardır. | Open Subtitles | من الممكن بأنهما يلعبان لعبة الغميضة وعندما يشعران بالملل سيظهران |
İki oğlum da futbol oynuyor ve Jack her birinin maçı olduğu günler... ..işten erken çıkıp oğlanların maçlarına gidiyor. | Open Subtitles | ابنايَّ كلاهما يلعبان كرة القدم وهو يترك عمله مُبكّرًا كل مرّة لكي يكون مُتواجدًا في كل مباراة لهما |
Birdirbir oynayan iki kurbağa ile ilgili. | Open Subtitles | كانت تتكلم عن ضفدعين حيث كانا يلعبان وينطان |
Sana şunu söyleyeceğim, Sparazza'ya karşı böyle bir oyun oynayan bu adamların hiç kazanma şansları yok. | Open Subtitles | يا الهي , ساخبرك عن خطه اللعب مع سابرازا تذهب الي تلك الحدود حيث يذهب هذان الاثنان انهم يلعبان بالاحتمالات الكبيره |
İki çocuk ok ve yaylarla oynarken, biri ölüyor. | Open Subtitles | عن طفلين كانا يلعبان بالسهم والأقواس, واحدهم مات. |
Ama yapmis olamazlar. ikisi de briç oynuyordu. | Open Subtitles | لكن لا يمكنهما، كانا يلعبان البريدج |
Çin'de bir çift o oyunu o kadar uzun süre oynamış ki bebeklerini ihmal etmişler, o da susuzluktan ölmüş. | Open Subtitles | زوجان في الصين يلعبان هذه اللعبة كثيراً وأهملا طفلهما حتى مات من الجفاف |
Ve geyiklerle antilopların oynaştığı | Open Subtitles | ... والغزال والظبي يلعبان" |
Bobby S, telefonlara izin vermiyorsa, belki de hala bilardo oynuyorlardır. | Open Subtitles | حسناً، إذا لمْ يكن يسمح (بوبي) بالهواتف في حُضوره، فلربّما ما يزال هُو و(رايان) يلعبان البلياردو. |
Geri döndüğümde, iki çocuk gördüm, sekiz ve on iki yaşında, bilgisayarda bir oyun oynuyorlardı. | TED | إذاً رجعت الى هناك، ووجدت هذين الطفلين، ثمانية أعوام و 12 عام، كانا يلعبان لعبة على الحاسوب. |