Yargıcın gözünün içine bakarak parmaklarını yalıyor. | Open Subtitles | و يلعق يديه لكى ينظفها اللعنة عليه فقالت القاضية |
Ayrıca, o her gün kıçını yalıyor. | Open Subtitles | و بالإضافة إلى ذلك فهو يلعق مؤخرته يوميًّا |
En sadık dostunuz size saldırır, ama 5 dakika sonra sanki bir şey olmamış gibi yüzünüzü yalar. | Open Subtitles | أفضل أصدقاء البشر قد يرجع إلى زاوية ويهاجم بعد خمس دقائق يلعق وجهه كأنه لم يحدث شيء |
Brokoli boğazına kaçar ama kendini yalarken bir sorun yok. | Open Subtitles | ـ يختنق بالقرنبيط لكن ليس لدية مشكلة باأن يلعق نفسة |
İşsizlik oranı artmış ve Eddie biraz önce o keki yalıyordu. Ben bakarım. | Open Subtitles | وقبل دقيقتين إيدي كان على وشك أن يلعق تلك الكعكة أنا سأفتح |
Finn sürekli dilini çıkarıp duruyordu ben de onun bir şeyler yaladığını düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | و فين أبقى لسانه بالخارج و لم أستطع التوقف عن تصوره و هو يلعق الأشياء |
Demin kendi kıçını yaladı. Ağzındaki pis tattan kurtulmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | لقد كان يلعق خصيتاه للتو وهو يحاول ان يبعد رائحتها النتنة عن فمه الآن |
- Milletin orasını burasını yaramaz diliyle yalayan birisi olmadığını öğrendiğim için çok rahatladım. | Open Subtitles | أنك لست شخصا يلعق الناس بلسان الهرة الشائك |
Şimdiden içinizden bazıları dirseklerini yalamaya çalıştı. | TED | حاول البعض منكم فعلًا أن يلعق الجانب الخارجي من كوعهم. |
Beni yalayarak uyandırmayınca güne pekiyi başlayamadım. | Open Subtitles | كلا لم أره إنه ليس شعور صحيح عندما أبدأ يومي بدونه يلعق وجهي ليوقظني |
"Şimdi herkesin k...ını yalamasını istiyor. Sağ ol, k...tak," dersiniz. | Open Subtitles | والآن يريد الجميع أن يلعق مؤخرته شكراً لك عاهرة |
Yalan söylüyor. Rol yaptığı zaman dudaklarını yalıyor. | Open Subtitles | هوا لديه طريقه فهو يلعق الشفه عندما يملك اعلى ورقه |
Kabalığımı mazur gör ama Adam bir köpeğin su içmesi gibi am yalıyor. | Open Subtitles | أُعذري وقاحتي لكن آدم يلعق المهبل كالكلب يشرب الماء |
Şuradaki geldiğimizden beri kendini yalıyor. | Open Subtitles | لأن ذلك القط هناك كان يلعق نفسه منذ ان وصلنا الى هنا |
Manny çöpteki çörek kaplarını mı yalıyor? | Open Subtitles | هل هذا ماني يلعق باقي ملصقات الكعك من النفاية ؟ |
Yav arkadaş, bal tutan parmağını yalar. | Open Subtitles | الذي يحمل العسل يجب عليه أن يلعق أصابعه صحيح؟ |
Seni yalarken sana bakıyor mu? | Open Subtitles | هل ينظر لكى عندما ينزل الى أسفل لكى يلعق لكى؟ |
Uyandığımda köpek yüzümü yalıyordu. | Open Subtitles | عندما استيقظت، كان الكلب يلعق وجهي |
Her gün taşaklarını yaladığını gördüğümden beri köpeğimi hiç bu kadar kıskanmamıştım. | Open Subtitles | لم أكن بهذه الغيرة من كلبي منذ أن رأيته يلعق خصيتيه |
Çok da sevimliydi. Sean'ı çok sevdi. Hiç durmadan suratını yaladı. | Open Subtitles | وأنا سعيد لأنه فعل ذلك وقد أحب شون كثيراً وأحب أن يلعق وجهه |
Dur, dev bir lolipop yalayan yaşlı, Uzak Doğulu iş adamını gördün mü? | Open Subtitles | انتظري. هل رأيت رجل الأعمال الآسيوي المسن الذي يلعق مصاصة ضخمة؟ |
Akşamın en kötü anını yaşadığımı düşünürken kulak mememi zımpara kâğıdı bir dil yalamaya başladı. | Open Subtitles | كما توقعت أننا سنصل لنقطة منخفض في المساء فجأةً شعرت بلسان ورق رملي يلعق طبلتي |
Teri, göğüs kıllarını parlatırdı ve dudaklarını yavaşça yalayarak... | Open Subtitles | عرقه كان يجعل سترته الجلدية تلمع وكان يلعق شفته ببطئ شديد... |
Belki de suratındaki birayı yalamasını isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما يجدر بك ذلك وبعدها يمكنه أن يلعق البيرة من وجهك |
Ben de dedim ki, Alan, köpek senin elinden fıstık ezmesini yalaması gerekir. | Open Subtitles | وقلت، آلان المفروض ان الكلب يلعق زبدة الفستق من عليك |
Yine bir posta kutusunu yalamadı değil mi, yaladı mı? | Open Subtitles | لم يلعق صندوق بريد آخر ,أليس كذلك؟ |
Yapabilse bütün vücudunu yalayacak, o kadar heyecanlanmış. | Open Subtitles | يريد أن يلعق نفسه إنه متوتر جداً |
Roger Amca'yı özlüyorum. Çenemi yaladığı zamanlar dışında. | Open Subtitles | أشتاق الى العم رودجر الا عندما كان يلعق وجنتيّ |
Oprah'nın mal varlığının 1 milyon katına bile Adam Sandler'ın sarkık memelerimi emmesine izin vermezdim. | Open Subtitles | لن أدع (آدم ساندلر) يلعق نهودي المتراقصة مقابل مليون دولار من سدادات (أوبرا) المهبلية |