"يلمسني" - Translation from Arabic to Turkish

    • dokunmadı
        
    • dokunmasına
        
    • dokunmasını
        
    • dokunuyor
        
    • dokunmuyor
        
    • dokunamaz
        
    • dokunan
        
    • dokunması
        
    • dokunmaya
        
    • dokunmayacak
        
    • sürmedi
        
    • dokunduğu
        
    • Dokunulmayı
        
    • dokunulmasından
        
    Bunu kişisel almayın. Bana hiç dokunmadı. Open Subtitles لا تأخذي الأمر على محمل شخصي لم يلمسني قط
    O bana dokunmadı bile, ben ise ona kalbimi verdim. Open Subtitles هو لم يلمسني يا امي حتى، لَكنِّي فَقدتُ قلبَي وروحَي معة
    Ama inan bana, nasıl bir insan olduğunu bilseydim, bana dokunmasına izin vermezdim. Open Subtitles لكن صدقيني، لو كنت اعلم من اي نوع من الرجال هو لما تركته يلمسني
    Bilmiyorum, Ben...işte sadece bu garip duygu var, ve.... bana dokunmasını istemedim. Open Subtitles لا أدري، لدي فقط ذلك الشعور الغريب الذي لا أريده منه أن يلمسني
    Bana sadece saçımı çekmek ya da beni itmek için dokunuyor. Open Subtitles الوقت الوحيد الذي يلمسني فيه يكون حينما يدفعني أو يجذبني من شعري
    Bana dokunmuyor, elini öpüp duruyor ve ben duştayken çıplak ve bir başıma bıraktı beni. Open Subtitles لا يلمسني يستمر في تقبيل يديه وتركني وحيدة عارية في حوض السباحة
    Hayir, böylesi daha iyi. Sen gidersen ve para bende degilken bana dokunamaz. Open Subtitles هذا أفضل بدونك، حين ترحلين و المال ليس معي لا يمكنه أن يلمسني
    Babama söyleyeceğini biliyordum, o da bana dokunan herkesi... öldüreceğini söylerdi. Open Subtitles ،عرفت أنها ستخبر أبي وهو لطالما قال أنه سيقتل من يلمسني
    O bana dokunmadı bile, ben ise ona kalbimi verdim. Open Subtitles هو لم يلمسني يا امي حتى، لَكنِّي فَقدتُ قلبَي وروحَي معة
    20 yıldır kimse bana dokunmadı ve öyle kalmalı. Open Subtitles لم يلمسني أحد منذ 20 عاماً ولابد أن يبقى الوضع هكذا
    Bana hiç dokunmadı, anne. Masum bir adamı hapishaneye yolladın. Open Subtitles لم يلمسني البتة يا أمي لقد قمت بزج رجل بريء في السجن
    Ulu Tanrım, lütfen bu yaratığın tekrar bana dokunmasına izin verme.. Open Subtitles إلهي القدير، أرجوك لا تجعل ذلك المخيف يلمسني مرة أخرى
    Bir hafta boyunca hiç bir erkeğin bana dokunmasına izin vermedim. Open Subtitles لم أستطع أن أجعل رجلا يلمسني لمدة أسبوع
    "Bu adamın bana dokunmasını hatta aynı ortamda solumasını istemiyorum?" Open Subtitles لا أريد هذا الشخص أن يلمسني أو حتى يتنفّس بوجهي ؟
    Benimle sevişmeyecek birini bana dokunmasını istemem. Open Subtitles لا أريد أن يلمسني أناس لا يعرفونني ولا يريدون معاشرتي
    Bana dokunuyor ve seks yapmak için beni zorluyordu. Open Subtitles إنه يلمسني ويجبرني على ممارسة الجنس معه.
    Bana dokunuyor ve seks yapmak için beni zorluyordu. Open Subtitles إنه يلمسني ويجبرني على ممارسة الجنس معه.
    Babamın benimle ilgili hisleri anlaşılıyor. Bana dokunmuyor bile. Open Subtitles يمكنني رؤية كيف كان إحساسه نحوي حتى أنه لا يلمسني بالصورة
    Diğer sürtükleri bilmem ama hiçbir erkek gardiyan iznim olmadan bana dokunamaz. Open Subtitles لا اعلم عن بقية هذه العاهرات لكن لن يلمسني اي حارس ويتحسسني
    Söylemiştim ama vücuduma dokunan insanlardan nefret ederim. Open Subtitles كما اخبرتك اكره ان يلمسني الناس
    Tek kelime etmeden tam olarak ne istediğimi biliyordu, nereme dokunması ve ne yapması gerektiğini. Open Subtitles بدون كلام, هو يعرف بالضبط ما كنت أريده أين يجب أن يلمسني وما ينبغي عليه القيام به
    Bütün gece yanımdan ayrılmadı. Devamlı dokunmaya çalıştı. Open Subtitles لم يتركني لوحدي طوال الليل وظلّ يلمسني
    -Kimse elini sürmeyecek Jimmy, kimse bana dokunmayacak. Open Subtitles لا أحد يضع يده علي يا جيمي لا أحد يلمسني
    Bana kimse elini bile sürmedi. Open Subtitles -لم يلمسني أحداً من قبل -نود التأكد فحسب
    Eğer sizi iyi hissettirecekse, bana dokunduğu zaman kusmak istiyorum. Open Subtitles حسناً، لو ألأمر سيجعلك تشعرين بتحسن عندما يلمسني أحس أنني أريد أن أتقيأ
    Dokunulmayı sevmemem. Bana zarar vermesi. Open Subtitles كيف لا أحب ألا يلمسني أحد كيف يجرحني هذا
    Bana dokunulmasından hoşlanmam ama sana istediğin şekilde dokunabilirim. Open Subtitles أنا لا أحب يلمسني أحد ولكن يمكنني أن ألمسك كيفما تريد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more