Bunu kişisel almayın. Bana hiç dokunmadı. | Open Subtitles | لا تأخذي الأمر على محمل شخصي لم يلمسني قط |
O bana dokunmadı bile, ben ise ona kalbimi verdim. | Open Subtitles | هو لم يلمسني يا امي حتى، لَكنِّي فَقدتُ قلبَي وروحَي معة |
Ama inan bana, nasıl bir insan olduğunu bilseydim, bana dokunmasına izin vermezdim. | Open Subtitles | لكن صدقيني، لو كنت اعلم من اي نوع من الرجال هو لما تركته يلمسني |
Bilmiyorum, Ben...işte sadece bu garip duygu var, ve.... bana dokunmasını istemedim. | Open Subtitles | لا أدري، لدي فقط ذلك الشعور الغريب الذي لا أريده منه أن يلمسني |
Bana sadece saçımı çekmek ya da beni itmek için dokunuyor. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي يلمسني فيه يكون حينما يدفعني أو يجذبني من شعري |
Bana dokunmuyor, elini öpüp duruyor ve ben duştayken çıplak ve bir başıma bıraktı beni. | Open Subtitles | لا يلمسني يستمر في تقبيل يديه وتركني وحيدة عارية في حوض السباحة |
Hayir, böylesi daha iyi. Sen gidersen ve para bende degilken bana dokunamaz. | Open Subtitles | هذا أفضل بدونك، حين ترحلين و المال ليس معي لا يمكنه أن يلمسني |
Babama söyleyeceğini biliyordum, o da bana dokunan herkesi... öldüreceğini söylerdi. | Open Subtitles | ،عرفت أنها ستخبر أبي وهو لطالما قال أنه سيقتل من يلمسني |
O bana dokunmadı bile, ben ise ona kalbimi verdim. | Open Subtitles | هو لم يلمسني يا امي حتى، لَكنِّي فَقدتُ قلبَي وروحَي معة |
20 yıldır kimse bana dokunmadı ve öyle kalmalı. | Open Subtitles | لم يلمسني أحد منذ 20 عاماً ولابد أن يبقى الوضع هكذا |
Bana hiç dokunmadı, anne. Masum bir adamı hapishaneye yolladın. | Open Subtitles | لم يلمسني البتة يا أمي لقد قمت بزج رجل بريء في السجن |
Ulu Tanrım, lütfen bu yaratığın tekrar bana dokunmasına izin verme.. | Open Subtitles | إلهي القدير، أرجوك لا تجعل ذلك المخيف يلمسني مرة أخرى |
Bir hafta boyunca hiç bir erkeğin bana dokunmasına izin vermedim. | Open Subtitles | لم أستطع أن أجعل رجلا يلمسني لمدة أسبوع |
"Bu adamın bana dokunmasını hatta aynı ortamda solumasını istemiyorum?" | Open Subtitles | لا أريد هذا الشخص أن يلمسني أو حتى يتنفّس بوجهي ؟ |
Benimle sevişmeyecek birini bana dokunmasını istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن يلمسني أناس لا يعرفونني ولا يريدون معاشرتي |
Bana dokunuyor ve seks yapmak için beni zorluyordu. | Open Subtitles | إنه يلمسني ويجبرني على ممارسة الجنس معه. |
Bana dokunuyor ve seks yapmak için beni zorluyordu. | Open Subtitles | إنه يلمسني ويجبرني على ممارسة الجنس معه. |
Babamın benimle ilgili hisleri anlaşılıyor. Bana dokunmuyor bile. | Open Subtitles | يمكنني رؤية كيف كان إحساسه نحوي حتى أنه لا يلمسني بالصورة |
Diğer sürtükleri bilmem ama hiçbir erkek gardiyan iznim olmadan bana dokunamaz. | Open Subtitles | لا اعلم عن بقية هذه العاهرات لكن لن يلمسني اي حارس ويتحسسني |
Söylemiştim ama vücuduma dokunan insanlardan nefret ederim. | Open Subtitles | كما اخبرتك اكره ان يلمسني الناس |
Tek kelime etmeden tam olarak ne istediğimi biliyordu, nereme dokunması ve ne yapması gerektiğini. | Open Subtitles | بدون كلام, هو يعرف بالضبط ما كنت أريده أين يجب أن يلمسني وما ينبغي عليه القيام به |
Bütün gece yanımdan ayrılmadı. Devamlı dokunmaya çalıştı. | Open Subtitles | لم يتركني لوحدي طوال الليل وظلّ يلمسني |
-Kimse elini sürmeyecek Jimmy, kimse bana dokunmayacak. | Open Subtitles | لا أحد يضع يده علي يا جيمي لا أحد يلمسني |
Bana kimse elini bile sürmedi. | Open Subtitles | -لم يلمسني أحداً من قبل -نود التأكد فحسب |
Eğer sizi iyi hissettirecekse, bana dokunduğu zaman kusmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، لو ألأمر سيجعلك تشعرين بتحسن عندما يلمسني أحس أنني أريد أن أتقيأ |
Dokunulmayı sevmemem. Bana zarar vermesi. | Open Subtitles | كيف لا أحب ألا يلمسني أحد كيف يجرحني هذا |
Bana dokunulmasından hoşlanmam ama sana istediğin şekilde dokunabilirim. | Open Subtitles | أنا لا أحب يلمسني أحد ولكن يمكنني أن ألمسك كيفما تريد |