"يمتلكه" - Translation from Arabic to Turkish

    • sahip
        
    • ait
        
    • Sahibi
        
    • elinde
        
    • sahiplenen
        
    Kendisine sahip olan kişinin, ölümsüz askerlerden oluşan bir orduyu tekrar canlandıracağını biliyormuş. Open Subtitles يعرفون أن من يمتلكه سوف يكون عنده القوة لبعث جيش من المحاربين الميتين
    Ve karşılığında eline geçecek de zaten sahip olduğu bir isim. Open Subtitles في حين كل ما سيحصل عليه مني هو إسم يمتلكه بالفعل.
    Bu, tatlı küçük şato babamın bir iş arkadaşına ait. Open Subtitles لا، إنه هذا القصر الساحر الذي يمتلكه أحد شركاء والدي،
    Derenin karşısındaki o yer, şu yıkık dökük kulübe, şu anda kime ait? Open Subtitles هذا المكان الصغير عبر الجدول وذاك الكوخ المتواضع من يمتلكه الآن ؟
    İki kişi Dean Keaton'ı, havaya uçmadan hemen önce Sahibi olduğu depoya girerken görmüş. Open Subtitles كان سيشهد ضده اثنان رأو دين كايتون يدخل الي مستودع يمتلكه
    Lana, zaten elinde olan bir şeyi bulmasına yardımcı olmamda ısrar etti. Open Subtitles لانا، لقد أصر أن أساعده على العثور على درع كريبتوني يمتلكه فعلاً
    Ve sonra o bölgede kendi sahip olduğu evden bahsetti. TED ومن ثم يصف المنزل الذي يمتلكه في قريتهم.
    Bu örümceğin çevresi ile etkileşim için sahip olduğu şey. TED وهو ما يمتلكه العنكبوت للتفاعل مع بيئته.
    Topu birden kontrol etmeye ve hissetmeye başladı çünkü vücudu, önceden sekiz yaşından beri sahip olduğu, o, orijinal şekli hatırladı. TED أصبح فجأة قادرًا على التحكم بالكرة والشعور بها، لأن جسده تذكر الشكل الأصلي الذي كان يمتلكه حتى ثمان سنوات مضت.
    İnsan beyni diğer beyinlerin sahip olmadığı neye sahip? Diğer beyinlerin yapamadığı neyi yapabiliyor? TED ما الذي يمتلكه الدماغ البشري وحده أو يستطيع فعله دون سواه؟
    Ve çocuklar kendi kitaplarını yapmaya başlıyorlar, ve şimdiye kadar sahip olduğu ilk kitabıyla, mutlu bir çocuğu görüyoruz. TED و الأطفال كانوا يعملون كتبهم الخاصة و طفل سعيد بأول كتاب يمتلكه أبداً
    Bu ilaçlara erişim işlevsel bir sağlık sistemine dayanıyor ve herkes bu olanaklara sahip değil. TED يعتمد الحصول على هذه الأدوية على نظام رعاية صحّيّة فعّال– وهذا ليس شيئًا يمتلكه للجميع.
    Kendilerine ait olanı ellerinde tutmak için bir yol arayan adamlardı. Open Subtitles ووضع سلاحاً في يدي، ومنحني بعض المال. هذا يجعلك تفكر فيما يمكن للإنسان أن يفعل لكي يدافع عما يمتلكه.
    Eğer evin eski kocana ait olsaydı orada bir gün bile yaşamaya tahammül edebilir miydin? Open Subtitles لو كان منزلك لا يزال يمتلكه زوجك السابق هل تعتقدين أنه يمكن لكي العيش هناك ليوم آخر؟
    Bu evde ona ait olan tek şey bu. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي يمتلكه في هذا المنزل
    Charles dedi ki, bir arkadaşına ait bir kulübe varmış. Open Subtitles يقول ( نشارلز ) بأن هناك كوخاً يمتلكه احد أصدقائه
    Bir erkeğin sahip olduğu hiçbir şey yalnızca kendisine ait değildir. Open Subtitles لا شيء الرجل يمتلكه حقاً يعود إليه
    Son görüldüğü yerin Sahibi şerif. Open Subtitles آخر مكان رأوه فيه، في مكان يمتلكه المأمور.
    Çalışıyor demezdim, Sahibi. Open Subtitles أنا لا أقول بأنه يعمل. بل يمتلكه
    Adam, belki kandırırım umuduyla.. elinde ne varsa kapıcıya verir. Open Subtitles وأخذ يهب كل شيء يمتلكه' على أمل رشوة الحارس،
    Ama şehirde elinde bu maldan olan tek kişi benim. Open Subtitles ولكني الوحيد في هذه المدينة كلها الذي يمتلكه
    - Onu sahiplenen kim? Bu ülkenin gördüğü en büyük spor simsarını yetiştirdim. Open Subtitles من يمتلكه لقد أوجدت أعظم كشاف رياضة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more