"يمكنكم فعله" - Translation from Arabic to Turkish

• yapabileceğiniz
• yapabilirsiniz ki

Ama eğer eski güç iseniz yapabileceğiniz en önemli şey başkaları sizi işgal etmeden, sizin kendinizi işgal etmenizdir. Şu durumu bir hayal edin
لكن لو أنتم قوة قديمة، الشيء الأكثر اهمية الذي يمكنكم فعله هو احتلال أنفسكم قبل أن يحتلها الآخرون، قبل أن تُحتلوا.

Sizi oryaa götürmem için yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
ليس هناك شيء يمكنكم فعله لي، لكي أدلّكم عليهم

yapabileceğiniz her şeyi yapmıyorsunuz.
يبدو أنكم لا تقومون بالقيام بكل ما يمكنكم فعله

Sana yardım edebiliriz. Ne söyleyecek, ne de yapabileceğiniz bir şey var.
لا يوجد شيء أقوله لا يوجد شيء يمكنكم فعله

Çok tatlısınız ama ne yapabilirsiniz ki?
هذا لطيف منكم . لكن ماذا يمكنكم فعله كي تساعدوا؟

Nefesinizi tutup 10'a kadar sayabilir veya su içebilirsiniz ama o his geçene kadar ve hıçkırığın işi bitene kadar yapabileceğiniz bir şey yoktur.
تحبسون أنفاسكم وتعدون إلى رقم 10، أو تشربون الماء وأنتم رأسًا على عقب، ولكن لا يوجد هناك شيء يمكنكم فعله حيالها حتى يمر الشعور وتأخذ الحازوقة مجراها.

yapabileceğiniz başka bir şey var.
إنّ ما يمكنكم فعله شيئاً آخر.

Ve sizden, lütfen, buradan uzağa gitmenizi ve yapabileceğiniz radikal bir değişim hakkında düşünmenizi istiyorum , bu büyük değişimi yapmanızı sağlayacak birşey olmalı, ve sonra kendinizi bunu gerçekleştireceğinize tamamen adayın.
وأنا أطلب منكم، رجاءً، لتذهبوا من هنا وتفكروا حول هذا الشئ التغيير الجذري التكتيكي الذي يمكنكم فعله الذي سيحدث الفارق الكبير ثم تلتزموا مائة بالمائة بأن تنفذوه

Ona yardım etmek için yapabileceğiniz bir şey yok mu?
ألا يوجد شيء يمكنكم فعله لمساعدته؟

yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
فلا يوجد ما يمكنكم فعله

yapabileceğiniz sadece bir tek şey var.
هناك شئ واحد يمكنكم فعله.

Ama bana kalırsa, benim için yapabileceğiniz ilk şey tüm o madalyalarınızı, kupalarınızı, çanak-çömlek neyiniz varsa hepsini önünüze çıkan ilk çöp tenekesine atmanız.
ولكنبقدرتعلّقالأمربي، أوّل شيء يمكنكم فعله من أجلي... هو أن ترموا كلّ الأوسمة و القبعات و الأموال والمعادن النفيسة... في أكبر صندوق قمامة تجدوه

Çünkü yapabileceğiniz bir şey yoktu.
لأن ليس هناك شيء يمكنكم فعله

Mitch ve Jamie için yapabileceğiniz en mantıklı şey ilacı hazırlamak için bizimle çalışmanız.
‫أفضل ما يمكنكم فعله من أجل ‫(ميتش) و(جيمي) ‫هو التعاون معنا لتحضير العلاج

- yapabileceğiniz bir şey yok.
-لا يوجد شيء يمكنكم فعله

Yıldırım için yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
(ليس هنا ما يمكنكم فعله لــ(ثوندر

Çok tatlısınız ama ne yapabilirsiniz ki?
لكن ماذا يمكنكم فعله كي تساعدوا؟