- Ne? - kalamazsın, çünkü Ellie'yle yeniden sevgili olduk. - Ne? | Open Subtitles | لا يمكنكِ البقاء هنا لأن أنا و الي عدنا الى بعضنا |
Burada kalamazsın. Kalmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنكِ البقاء هنا أعرف أنكِ تريدين البقاء |
Burada kalamazsın. Kalmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنكِ البقاء هنا أعرف أنكِ تريدين البقاء |
Yapabilirsiniz Tabii ki, evet. Sen sürece istediğiniz kadar burada kalabilirsin. | Open Subtitles | بالطبع تستطيعين ، نعم ، يمكنكِ البقاء هنا طالما رغبتِ بذالك |
Bu yüzden otele kaydını yaptırdım. Ama istediğin kadar kalabilirsin. | Open Subtitles | ولهذا حجزت في فندق لكِ ولكن يمكنكِ البقاء قدرما تشائين |
Eğer istiyorsan bir süreliğine bizde kalabilirsin. | Open Subtitles | حسناً, لو أردتِ.. يمكنكِ البقاء في الشقة لفترة. |
Burada kalamazsın. Konuklarımız nerede olduğunu merak edeceklerdir. | Open Subtitles | . لا يمكنكِ البقاء هنا . ضيوفنا سوف يتساءلو أين أنتى |
Melinda, sonsuza dek uyanık kalamazsın. | Open Subtitles | ميليندا ، لا يمكنكِ البقاء مستيقظة للأبد |
Ama, eğer onun seni aldattığını düşünüyorsan, sırf benim yüzümden onunla kalamazsın. | Open Subtitles | أنا أحبه , لكن اذ اعتقدتِ إنه خانكِ لا يمكنكِ البقاء معه لأجلي |
Burada tek başına kalamazsın. | Open Subtitles | ــ كلـا، شكراً لكِ ــ لا يمكنكِ البقاء هنا لوحدكِ ؟ |
Lee Joo Yeon'un annesi burada kalamazsın. | Open Subtitles | والدة "لي جو يوون"، لا يمكنكِ البقاء هنا |
Daha fazla tarafsız kalamazsın. Olay artık sadece Emma ve McIvers'ın olayı değil. | Open Subtitles | لا يمكنكِ البقاء في الحياد بعد الآن الأمر لا يخص (إيما) و(مكافيرس) فقط |
Sonsuza dek burada kalamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكِ البقاء هنا إلى الأبد |
Anladık. Anladık. Başka kiminle kalabilirsin? | Open Subtitles | فهمت ، فهمت إذاً مَنْ أيضاً يمكنكِ البقاء معه ؟ |
Biraz daha kalabilirsin. Yemek yeriz. | Open Subtitles | يمكنكِ البقاء لفترة أطول و نتناول العشاء سوياً |
Tamam, pekâlâ. Lo, sen sürüldün. Li, sen kalabilirsin. | Open Subtitles | حسناً, جميل لو أنتِ منفية, لي يمكنكِ البقاء |
Sen burada kalabilirsin. Burası gemide mahremiyet olan tek yerdir. | Open Subtitles | يمكنكِ البقاء هنا , إنه المكان الوحيد الذي يمكنكِ أن تجدي فيه بعض الخصوصية |
Arkadaşlığıma katlanabildiğin sürece burada istediğin kadar kalabilirsin. | Open Subtitles | حسناً، إسمعي، يمكنكِ البقاء هنا على قدر ما تستطيعين تحمل هذه الرفقة |
Sen kalabilirsin, benim çocuklarla çıkmam lazım. | Open Subtitles | يمكنكِ البقاء ، ولكني وعدتُ الرفاق بالإنضمام إليهم |
Bir bölümden mezun olana kadar onunla kalamaz mısın? | Open Subtitles | هل يمكنكِ البقاء معه.. فقط لكي تحصلين على شهادة في أي شيء؟ |
Burada kalabilirsin ya da istediğin yere gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ البقاء هنا أو الذهاب لأي مكان تُريديه |