Onlarla sadece kurabiye pişiremez misin, diğer büyük anneler gibi? | Open Subtitles | ألا يمكنكِ فقط أن تصنعي معهم الكعك كالجدّات الأخريات؟ |
Bilirsin, bütün gün sadece rüşvetçilerle ve adaletsizliklerle savaşabiliyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، كما تعلمين ، يمكنكِ فقط محاربة الفساد مقابل الكثير من الساعات يومياً |
Neden sadece söylemek istediği şeyi söylememiş? | Open Subtitles | لِمَ لا يمكنكِ فقط أن تقولي ما لذي قَصَدَه؟ |
Yahut belki de, bir kere olsun sadece bir kereliğine kendi işine bakabilirsin, anne. | Open Subtitles | أو ربّما لمرّة واحدة ، يمكنكِ فقط مرّة واحدة ، ان تهتمّي بـ امورك الخاصّة يا أمّاه |
sadece zamana ayak uydur, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنكِ فقط الاستقرار على موعد من فضلك؟ |
Bir kez olsun sadece sorduğum soruyu cevaplayamaz mısın? | Open Subtitles | ألا يمكنكِ فقط الإجابه على سؤالى لمره واحده ؟ |
Sen sadece bir kontrol eder misin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ فقط التحقق لي، رجاءً؟ |
Bu sadece sonradan yakıştırılabilir. | Open Subtitles | يمكنكِ فقط اختلاق كل هذا. |
Onu sadece geceleri cezalandırman gerekiyor. | Open Subtitles | يمكنكِ فقط معاقبته ليلاً |
sadece benimle evlenebilirdin. | Open Subtitles | يمكنكِ فقط أن تتزوجيني |
O zaman sadece kafan ile evet hayır yapabilirsin. | Open Subtitles | اذن، يمكنكِ فقط إماء رأسكِ |
Bana sadece bunu söyleyemez misin? | Open Subtitles | لا يمكنكِ فقط الانتهاء؟ |
Eğer sadece benle- hadi, hadi gel benle. | Open Subtitles | .... يمكنكِ فقط بأن تعالي .. |
O yüzden neden sadece... çeneni kapatmıyorsun? | Open Subtitles | إذا لم لا يمكنكِ فقط أن تخرسي؟ ! |
- Acaba sadece... | Open Subtitles | - هل يمكنكِ فقط ... |