Buna mani olmak için yapabileceğin bir şeyin olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أنت متأكد لم يكن هناك شيء يمكنك القيام به لمنع ذلك؟ |
Eva, bir Kızılderili'ye yapabileceğin en kötü şeyin kafasını kesmek olduğu söyler. | Open Subtitles | إيفا تقول ان أسوأ شيء يمكنك القيام به لهندي أن تقطع رأسه. |
Altı doların altında rüzgar anlaşması yapamazsın. | TED | لا يمكنك القيام بصفقة طاقة ريحية بأقل من ستة دولارات في ألف قدم مكعب. |
Bak, bunu yapamazsın? Bu yanlış bir şey! Hayır, sana yanlış olanı söyleyeyim. | Open Subtitles | لا يمكنك القيام بهذا هذا خاطئ لا سأخبرك ماهو الخاطئ |
- Pekâlâ, dinle. Git, camı aç. Bunu yapabilir misin? | Open Subtitles | اسمعيني جيدا انهضي الآن وافتحي النافذة هل يمكنك القيام بذلك؟ |
Ancak, gerçek bir savaşta bunu yapamazsınız, vurulursunuz. | TED | ولكن في الحرب الحقيقة لا يمكنك القيام بذلك فذلك سيمكن الاعداء من اسقاط الطائرة |
Yeteneklerin bana neler yapabileceğini gösterir. Söz konusu sensen, endişeye ne gerek var. | Open Subtitles | المهارة تقول لي ما يمكنك القيام به ما يهمني هل انت مستعد ؟ |
Bu belki de kız arkadaşına yapabileceğin en güzel şey. | Open Subtitles | و ربما هذا اجمل شئ يمكنك القيام به مع صديقتك |
Evet, önemli, ama bu konuda yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | إنه شيء مهم، لكن لا أعتقد بأنه يمكنك القيام بشيء حيال ذلك |
Bu tip bir kızla yapabileceğin yalnızca bir şey vardır. | Open Subtitles | هناك شيء واحد فقط يمكنك القيام به مع فتاة من هذا القبيل. |
David için yapabileceğin en iyi şey bu. | Open Subtitles | هذا هو أفضل شيء يمكنك القيام به لديفيد الآن. |
- Bunu yapamazsın! Geri dışarıda! | Open Subtitles | لا يمكنك القيام بذلك، جيرى موجودة بالخارج. |
Zorlama gibi gözükebilecek hiçbir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك القيام بأيّ شيءٍ يبدو كأنّه إرغام |
Bunu yapamazsın , dostum. Sen bu işi uyuyana kadar halledersin. | Open Subtitles | لقد قمت بأشياء أصعب من هذا بكثير يمكنك القيام بذلك وانت نائم |
İşini yapabilir ve aynı zamanda harika bir gece geçirebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القيام بعملك و الاستمتاع بليلة خلابة في آن واحد |
Varsayalım ki seçildiniz. Rol yapabilir misiniz? | Open Subtitles | لنفترض بأنه تم اختيارك هل يمكنك القيام بدورك؟ |
Tekrarlayan eylemler yaparak, tıpkı el işi gibi, hızlı yapamazsınız, yavaş yapmanız gerekir. | TED | عن طريق القيام بأفعال متكررة، كالحرف اليدوية، لا يمكنك القيام بها بسرعة، عليك فعلها بتمهل. |
Öncelikle senin ne yapabileceğini görelim de sonra cevap veririm. | Open Subtitles | دعونا نرى ما يمكنك القيام به أولا، ثم أنا سأجيب. |
Sen benim işlerimi yapabilirsin, ama ben seninkileri yapamaz mıyım? | Open Subtitles | إذاً يمكنك القيام بعملي لكن لا يمكنني القيام بعملك ؟ |
Eğer çıkmaz yola girdiysen, sen de U dönüşü yaparsın. Eğer uzağa gidemiyorsan, sen de Seul'a gidersin. | Open Subtitles | إذا كان الحصول على سدت لكم ، ثم يمكنك القيام منعطف. |
Zeki süspansiyonlara sahipsin devrilme çubukların yok, bir bilgisayara sahipsin benim yerime fren yapabiliyorsun, hemen hemen her şeyi benim yerime yapabiliyorsun. | Open Subtitles | لديك نظام تعليق ذكي ليس لديك عامود أذرع لديك كمبيوتر بإمكانك فرملة العجلة من أجلي، يمكنك القيام بها عمليًا من قبل نفسك |
Ve aslında bitkilerden elde edilen yağlardan da plastik yapabilirsiniz, aynı zamanda nişastalardan da. | TED | واكتشفت انك يمكنك القيام بذلك حقاً من خلال الزيوت التي تأتي من النباتات و من النشويات أيضاً |
İşini bile gerektiği gibi doğru düzgün yapamıyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك القيام بعملك علي شكل صائب ولا يبدو كلامك منطقياً |
yapabildiğini göster, ben de sana hadi operasyon yapalım diyeyim. | Open Subtitles | أرني أنه يمكنك القيام بذلك وسأقول لنمضي قدماً ونخضعك للجراحة |
Aferin kızıma. Ağır olduğunu biliyorum. Başarabilirsin. | Open Subtitles | أحسنتِ، أعرف أنه ثقيلاً، يمكنك القيام به |
Bahçeyle ilgilenmek yapabileceğiniz en tedavi edici ve meydan okuyucu davranış. | TED | زراعة الحدائق هو الفعل الأكثر علاجية وتحديًا الذي يمكنك القيام به. |
Orada kal ve elinden geleni yap. Tekrar ararım. | Open Subtitles | إصمد قليلا و إفعل كل ما يمكنك القيام به سأعيد الإتصال بك لاحقا |