| Aileler bile birbirleriyle konuşamıyor. | TED | بعض العائلات لا يمكنها حتى التحدث فيما بينهم الآن. |
| Durumu kritik, uyanmıyor bile. | Open Subtitles | انها في وضعية حرجة و لا يمكنها حتى الوقوف |
| Sheila Kadınlar Birliğinden para bulabileceğimizi söyledi. Sheila'nın para bulması imkansız. Kendi dükkanını bile açık tutamıyor. | Open Subtitles | . شيلا لم تحصل على هذا النوع من المال . لا يمكنها حتى أن تحتفظ بحساء المطبخ مفتوحاً |
| ve burada bir kaç adım atamayıp, toprağı bile hissedemiyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنها حتى أن تاخذ خطوات قليلة حتى تشعر بالأرض تحت أقدامها. |
| saatlerce Güneşin altında kalsa bile erimiyordu. | Open Subtitles | يمكنها حتى البقاء في الشمس. في يوم حار بدون ان تذوب |
| İşe başladığında dilimizi bile çat pat konuşuyordu. Demek ki gizli, kötü emelleri varmış. | Open Subtitles | ولا يمكنها حتى تدوين لائحة البقالة وبالكاد تكلّمت الإنكليزية عندما وظّفتها أظن أنها تحمل حقداً |
| Zavallı çocuk. İstese bile ağlayamaz. | Open Subtitles | ، لا يمكنها حتى أن تبكي لو أرادت يا للفتاة المسكينة |
| Sol kıçını bile teşhis edemez. | Open Subtitles | لا يمكنها حتى التفريق بين خدها الأيسر والآخر |
| Konu hakkında konuşamıyor bile. | Open Subtitles | لا يمكنها حتى التكلم في المووضوع في التسجيل |
| Zavallı, bacağını doğru düzgün uzatamıyor bile. | Open Subtitles | مسكينة, لا يمكنها حتى أن تمد ساقها بشكل صحيح |
| Birinizde bu kanser takıntısı, ve diğerinin hastaneye gelecek bile yüzü yok, ki benim için önemli değil. | Open Subtitles | أحدكما مهووس بالسرطان، والأخرى لا يمكنها حتى القدوم إلى المشفى، وأنا لا أمانع ذلك، |
| Fıstık ezmesiyle aynı ortamda bile bulunamaz. | Open Subtitles | لا يمكنها حتى التواجد بقرب زبدة الفول السوداني. |
| Pekala, ilk olarak partnerim benimle bir içki bile içmiyor. | Open Subtitles | حسنًا، كبداية، شريكتي لا يمكنها حتى تناول شراب معي |
| Annem koltukta bile düzgün oturamaz. | Open Subtitles | أمي لا يمكنها حتى أن تجلس على الأريكة بشكل مستقيم |
| Bir motosikleti bile kontrol edemez. | TED | فلا يمكنها حتى التحكم بدراجة نارية |
| Ah, zavallı küçük güçsüz Phoebe, o bile başının çaresine alamaz. | Open Subtitles | أوه ، (فيبي) عديمة القوى الصغيرة لا يمكنها حتى الإهتمام بنفسها |
| Fikri olmadığına dair bile bir fikri yok. | Open Subtitles | لا يمكنها حتى معرفة هذه الحقيقة |
| Haritada Almanya'nın yerini bile bulamayan bir kadın! | Open Subtitles | امرأة لا يمكنها حتى أن تحدد مكانألمانياعلىالخارطة! |
| Üçüncü rounda bile dayanamayacak. | Open Subtitles | لن يمكنها حتى الصمود للجولة الثالثة |
| Bir telefona bile cevap veremiyor. | Open Subtitles | لا يمكنها حتى الرد على التليفون |