Acı çektirecek bunca zavallıyı başka nerede bulabilirsin ki? | Open Subtitles | أين يمكن أن تجد في مكان آخر ، ذباب عاجز للغاية يمكنك أن تغرس فيه الدبابيس ؟ |
Dünyanın neresinde böyle bir sandviç bulabilirsin? | Open Subtitles | أين يمكن أن تجد سندوتشاً مثل هذا في العالم؟ |
Eğer bunu bilirsen, dayanmanın bir yolunu bulabilirsin. | Open Subtitles | أعتقد ذلك إذا تعرف، بأنّك يمكن أن تجد طريق للصمود. |
Sizle bir proje paylaşmak istiyorum çünkü bence bu iki-lik etrafımızdaki dünyada kendini bulabilir. | TED | أود مشاركتكم مشروع، لأني أعتقد أن الثنائية يمكن أن تجد نفسها في العالم من حولنا. |
Açabilecek bir şey bulabilir miyim bir bakayım. | Open Subtitles | شاهد إذا أنت يمكن أن تجد شيء لإجباره مع. |
Amy, annen görmeye gelmiş ama seni hiç kimse bulamamış. | Open Subtitles | ايمي، وجاءت أمك أبحث عنك، ولكن لا أحد يمكن أن تجد لك. |
Eric binanın önünü gören bir kamera bulamamış. | Open Subtitles | قال اريك انه لا يمكن أن تجد زاوية كاميرا مراقبة على واجهة المبنى. |
Hiçbir yerde bulamıyoruz. | Open Subtitles | ونحن لا يمكن أن تجد لها في أي مكان. |
Dört yanı felçli birini nerede bulabilirsin? | Open Subtitles | أين يمكن أن تجد شخصاً مشلولا شللا رباعيا |
Dört yanı felçli birini nerede bulabilirsin? | Open Subtitles | أين يمكن أن تجد شخصاً مشلولا شللا رباعيا ؟ |
Köşeyi geç, 102 numaralı kapıyı bulabilirsin... | Open Subtitles | بعد أن تمر من الزاوية يمكن أن تجد باب رقم 102 |
Gerçekten işimize yarayacak bir şey bulabilirsin biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف، هل يمكن أن تجد بعض الاشياء في هنا التي يمكن أن تكون مفيدة حقا بالنسبة لنا. |
Kurumuş yaprakların altında olgun meyveler bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تجد الفاكهة الناضجة تحت الأوراق الجافة |
Ama bence çok daha iyi birisini bulabilirsin. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد بأنك يمكن أن تجد شخص ما أكثر ... |
Marshall, Sydney'in tutulduğu kargo gemisini bulabilir misin? | Open Subtitles | يمكن أن تجد سفينة الشحن حيث أنّ سدني أن تحمل؟ |
Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. Binlerce insanı nerede bulabilir ? | Open Subtitles | فبأين أبدأ أين يمكن أن تجد ألاف الناس في مكان واحد؟ |
Bu geminin hâlâ var olduğunun aklımın ucundan bile geçmemesi şöyle dursun, geri dönüş yolunu kendi bulabilir. | Open Subtitles | حتى أنه لم يخطر قط لي أن هذه السفينة لا تزال موجودة , ناهيك عن أنها يمكن أن تجد طريق عودتها. |
- Üzerine yazacak başka bir şey bulamamış olmalı. | Open Subtitles | - وقال إنه لا يمكن أن تجد أي شيء آخر للكتابة على. |
- Leila'yı bulamıyoruz. | Open Subtitles | ما الذي يجري؟ - نحن لا يمكن أن تجد ليلى. |
Onu hiç bir yerde bulamıyoruz. | Open Subtitles | Wellml لا يمكن أن تجد لها في أي مكان. |