"يملي" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyleyen
        
    • söyleyemez
        
    • emir
        
    • dikte
        
    • söylemez
        
    • söylemesini
        
    • yapmamam
        
    • söylemesine
        
    İçindeki doğru olanı yapmanı söyleyen ses biraz daha sesini yükseltmiş gibi. Open Subtitles يبدو ان الصوت الذي يملي عليك الصواب قد ارتفع للتو
    Daha önce de danışmanları oldu. Kimse ona ne yapacağını söyleyemez. Open Subtitles لقد كَانَ عِنْدَهُ مُستشارونُ قبل ذلك لا أحد يملي على بيل ما يفعله
    emir verilmekten hoşlanmadılar. Open Subtitles إنهم لا يحبون أن يملي عليهم أحد ما يجب فعله
    Bu, tasarımın yön verdiği sistem değişimidir, sistemin nasıl daha sürdürülebilir olabileceğini tasarımın dikte etmesidir. TED هذا تغير النظام بواسطة التصميم التصيم يملي الطريقة و التي بواسطتها يكون النظام يمكن أن يكون أكثر استدامة بكثير.
    Burada gardiyanlar yok. Kimse ne yapacağını söylemez. Open Subtitles نحن لا نملك حراس هنا لا أحد يملي عليك ما تفعله
    İnsanların işimi nasıl yapacağımı söylemesini çok severim. Open Subtitles أحب عندما يملي عليّ الناس كيف أقوم بتأدية عملي
    Başkaları tarafından kaderimin hükmedilmesinden bıktım artık, insanlar bana ne yapıp ne yapmamam gerektiğini söylüyorlar. Open Subtitles -سئمت أنْ يكون مصيري بيد الآخرين وأنْ يملي عليّ الناس ما أستطيع وأعجز عن فعله
    Ne zamandan beri birinin sana ne yapacağını söylemesine izin veriyorsun? Open Subtitles منذ متى وانت تسمح لشخص ما ان يملي عليك ما تفعله ؟
    Yaptığın şey yüzünden kendinden nefret etmeni söyleyen ses? Open Subtitles الصوت الذي يملي عليك كره ذاتك لما فعلته؟
    Yaptığın şey yüzünden kendinden nefret etmeni söyleyen ses? Open Subtitles الصوت الذي يملي عليك كره ذاتك لما فعلته؟
    Ben, dövebileceğin ve dövemeyeceğin adamlar olduğunu söyleyen kişiyim. Open Subtitles أنا الرجل الذي يملي عليك أمرًا بأنّ هنالك أشخاصًا يمكنك ضربهم... وأنّ هنالك آخرين لا يمكنك فعل ذلك معهم
    Öylece çekip gidemezsin. 18'ime girdiğime göre yasal olarak artık yetişkin biriyim. Artık kimse ne yapmam gerektiğini söyleyemez. Open Subtitles لقد صرت في الثامنة عشر أنا بالغ قانونياً ولا يستطيع أحد أن يملي علي شيئاً, سأخرج من هنا
    Kimse ne zaman çalışıp ne zaman eğleneceğimi söyleyemez. Open Subtitles لا أحد يملي شروطه عليّ ويخبرني متى يحين العمل ومتى يحين اللعب
    - Sence ben verir miyim? Kimse bana hayatımı nasıl yaşayacağımı söyleyemez. Kimse bana kimi seveceğimi söyleyemez. Open Subtitles لا أحد يملي عليّ كيف أحيا حياتي ومن أحبّ.
    Bu kadar, kaptan yoksa emir de yok. Her koyun kendi bacağından asılsın. Open Subtitles لا يملي علينا أحد بالأوامر كل فرد مسؤول عن سلامة نفسه
    emir almaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا أحب فقط أن يملي أحد عليَّ أفعالي
    Zorbalık kanunu bu kampta adaleti dikte edemeyecek. Open Subtitles حكم الغوغاء لا يملي تحقيقة العدالة في هذا المعسكر
    Söylediklerini dikte ettirmek için bir sekreter tuttu. Open Subtitles وظف لديه سكرتير . كان يملي عليها
    Annem olsaydın beni hiç bırakmazdın çünkü kimse bir kraliçeye ne yapması gerektiğini söylemez. Open Subtitles لو كنتِ امي فلن تتركني ابدا لانه لا احد يملي على الملكة ماتفعله
    Bir erkek kadına ne yapacağını söylemez. Open Subtitles لا يملي الرجل على المرأة أفعالها.
    İnsanların işimi nasıl yapacağımı söylemesini çok severim. Open Subtitles أحب عندما يملي عليّ الناس كيف أقوم بتأدية عملي
    Sadece, işte, Hank'ın sürekli bana ne yapacağımı söylemesini istemiyorum. Open Subtitles أتعلمين، لا أودّ أن يملي (هانك) عليّ ما أفعل طوال الوقت.
    Afedersin ama, biraz önce duyduklarımdan sonra ne yapıp yapmamam gerektiğini söylemeye hakkın yok. Open Subtitles -عفوا ، ولكن أعتقد أنه بعد ما اخبرتني به الآن ليس أيا منا في موقف يعطيه الحق بأن يملي على الآخر ما عليه وما لا ينبغي عليه أن يفعله
    Ama artık bana ne yapmam gerektiğimi söylemesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لكن لن أدعه يملي علىَ أفعالي بعد الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more