İçindeki doğru olanı yapmanı söyleyen ses biraz daha sesini yükseltmiş gibi. | Open Subtitles | يبدو ان الصوت الذي يملي عليك الصواب قد ارتفع للتو |
Daha önce de danışmanları oldu. Kimse ona ne yapacağını söyleyemez. | Open Subtitles | لقد كَانَ عِنْدَهُ مُستشارونُ قبل ذلك لا أحد يملي على بيل ما يفعله |
emir verilmekten hoşlanmadılar. | Open Subtitles | إنهم لا يحبون أن يملي عليهم أحد ما يجب فعله |
Bu, tasarımın yön verdiği sistem değişimidir, sistemin nasıl daha sürdürülebilir olabileceğini tasarımın dikte etmesidir. | TED | هذا تغير النظام بواسطة التصميم التصيم يملي الطريقة و التي بواسطتها يكون النظام يمكن أن يكون أكثر استدامة بكثير. |
Burada gardiyanlar yok. Kimse ne yapacağını söylemez. | Open Subtitles | نحن لا نملك حراس هنا لا أحد يملي عليك ما تفعله |
İnsanların işimi nasıl yapacağımı söylemesini çok severim. | Open Subtitles | أحب عندما يملي عليّ الناس كيف أقوم بتأدية عملي |
Başkaları tarafından kaderimin hükmedilmesinden bıktım artık, insanlar bana ne yapıp ne yapmamam gerektiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | -سئمت أنْ يكون مصيري بيد الآخرين وأنْ يملي عليّ الناس ما أستطيع وأعجز عن فعله |
Ne zamandan beri birinin sana ne yapacağını söylemesine izin veriyorsun? | Open Subtitles | منذ متى وانت تسمح لشخص ما ان يملي عليك ما تفعله ؟ |
Yaptığın şey yüzünden kendinden nefret etmeni söyleyen ses? | Open Subtitles | الصوت الذي يملي عليك كره ذاتك لما فعلته؟ |
Yaptığın şey yüzünden kendinden nefret etmeni söyleyen ses? | Open Subtitles | الصوت الذي يملي عليك كره ذاتك لما فعلته؟ |
Ben, dövebileceğin ve dövemeyeceğin adamlar olduğunu söyleyen kişiyim. | Open Subtitles | أنا الرجل الذي يملي عليك أمرًا بأنّ هنالك أشخاصًا يمكنك ضربهم... وأنّ هنالك آخرين لا يمكنك فعل ذلك معهم |
Öylece çekip gidemezsin. 18'ime girdiğime göre yasal olarak artık yetişkin biriyim. Artık kimse ne yapmam gerektiğini söyleyemez. | Open Subtitles | لقد صرت في الثامنة عشر أنا بالغ قانونياً ولا يستطيع أحد أن يملي علي شيئاً, سأخرج من هنا |
Kimse ne zaman çalışıp ne zaman eğleneceğimi söyleyemez. | Open Subtitles | لا أحد يملي شروطه عليّ ويخبرني متى يحين العمل ومتى يحين اللعب |
- Sence ben verir miyim? Kimse bana hayatımı nasıl yaşayacağımı söyleyemez. Kimse bana kimi seveceğimi söyleyemez. | Open Subtitles | لا أحد يملي عليّ كيف أحيا حياتي ومن أحبّ. |
Bu kadar, kaptan yoksa emir de yok. Her koyun kendi bacağından asılsın. | Open Subtitles | لا يملي علينا أحد بالأوامر كل فرد مسؤول عن سلامة نفسه |
emir almaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أحب فقط أن يملي أحد عليَّ أفعالي |
Zorbalık kanunu bu kampta adaleti dikte edemeyecek. | Open Subtitles | حكم الغوغاء لا يملي تحقيقة العدالة في هذا المعسكر |
Söylediklerini dikte ettirmek için bir sekreter tuttu. | Open Subtitles | وظف لديه سكرتير . كان يملي عليها |
Annem olsaydın beni hiç bırakmazdın çünkü kimse bir kraliçeye ne yapması gerektiğini söylemez. | Open Subtitles | لو كنتِ امي فلن تتركني ابدا لانه لا احد يملي على الملكة ماتفعله |
Bir erkek kadına ne yapacağını söylemez. | Open Subtitles | لا يملي الرجل على المرأة أفعالها. |
İnsanların işimi nasıl yapacağımı söylemesini çok severim. | Open Subtitles | أحب عندما يملي عليّ الناس كيف أقوم بتأدية عملي |
Sadece, işte, Hank'ın sürekli bana ne yapacağımı söylemesini istemiyorum. | Open Subtitles | أتعلمين، لا أودّ أن يملي (هانك) عليّ ما أفعل طوال الوقت. |
Afedersin ama, biraz önce duyduklarımdan sonra ne yapıp yapmamam gerektiğini söylemeye hakkın yok. | Open Subtitles | -عفوا ، ولكن أعتقد أنه بعد ما اخبرتني به الآن ليس أيا منا في موقف يعطيه الحق بأن يملي على الآخر ما عليه وما لا ينبغي عليه أن يفعله |
Ama artık bana ne yapmam gerektiğimi söylemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لكن لن أدعه يملي علىَ أفعالي بعد الآن |