"ينبغي أن تكون" - Translation from Arabic to Turkish

    • olman gerekmiyor
        
    • olmak zorunda
        
    • olmalısın
        
    • olmamalı
        
    • olmalıydın
        
    • olmamalısın
        
    • olmalıydı
        
    • olmalıdır
        
    • olman gerekmez
        
    • gereken
        
    • olması gerekmiyor
        
    • olmalı
        
    • olması gerektiği
        
    • olması gerekiyordu
        
    Senin şu Craig'in büyük tekne işi için yolda olman gerekmiyor mu? Open Subtitles لا ينبغي أن تكون في طريقك إلى كريغ، كبيرة، اه، وظيفة القارب؟
    Soren biliyorsun, burada benimle olmak zorunda değilsin. Kardeşinle olmalısın. Open Subtitles ما كان يجب عليك مرافقتي ينبغي أن تكون بجوار أخيك
    Ama eğitim kültüründe baskın olmamalı. TED ولكن لا ينبغي أن تكون الثقافة المهيمنة على التعليم.
    Telefonun konusunda daha dikkatli olmalıydın. Open Subtitles كان ينبغي أن تكون أكثر حذراً بإستخدام هاتفك
    - Tamam. Ama şu an burada olmamalısın tamam mı? Open Subtitles لكن لا ينبغي أن تكون متواجداً هنا الآن حسناً
    Ona göre altta yatan daha iyi bir teori olmalıydı. Open Subtitles يعتقد أنه ينبغي أن تكون هناك نظرية أفضل كامنة وراءه.
    Her hayat önemlidir veya her hayat önemli olmalıdır. TED حياة كل إنسان مهمة، أو ينبغي أن تكون كل حياة مهمة.
    Umarım bunu sordum diye gücenmezsin ama evde olman gerekmez mi? Open Subtitles أرجوا أنك لا تمانع سؤالي لكن، ألا ينبغي أن تكون بالبيت؟
    Şimdiye kadar yardımcı bölüm şefi olman gerekmiyor muydu? Open Subtitles ألا ينبغي أن تكون نائب رئيس القسم الآن ؟
    Atış taliminde olman gerekmiyor mu senin? Open Subtitles أ لا ينبغي أن تكون في التدريب على التصويب ؟
    Mutfakta Danny Brecher'la dans ediyor olman gerekmiyor muydu? Open Subtitles لا ينبغي أن تكون في المطبخ مع داني Brecher؟
    Kadın olmak zorunda mı? Ya bir erkek senden hoşlanırsa? Open Subtitles هل ينبغي أن تكون إمرأة ماذا لو رغب فتى في ذلك
    Belki de bunun gibi günler çok da kötü olmak zorunda değildirler. Open Subtitles ربما لا ينبغي أن تكون هذه الأيام بهذا السوء
    Mike, brifinglerde biraz daha dikkatli olmalısın. Open Subtitles مايك ، ينبغي أن تكون أكثر إهتماما في الجلسات التمهيدية
    Şimdi düşününce, hastaların gerçek anlamda sağlıklı olabilmeleri için tasarlanmış bir doktor randevusu oluşturmak çok da zor olmamalı. TED الآن لا ينبغي أن تكون معقداً للغاية لوصف ما يحتاجه الناس ليكونوا أصحاء.
    Sana, açık olanı söylemen için para ödemiyorum. Benden zeki olmalıydın. Open Subtitles لا أدفع لك لتقول لي ما هو واضح ينبغي أن تكون أذكى مني
    Burada olmamalısın. Burada olmamalısın. Open Subtitles لا ينبغي أن تكون هنا لا ينبغي أن تكون هنا
    Orda olmasına şaşırdım. Rehabilitasyon merkezinde olmalıydı. Open Subtitles أنامندهشمن وجودهاهناك، ينبغي أن تكون في فترة تأهيل ضد المخدرات.
    Görsel efektler her zaman görünmez olmalıdır. Open Subtitles المؤثرات البصرية ينبغي أن تكون دائماً غير مرئية عاطفياً، فإنها تأخذ الكثير من قيمة العمل
    Sadece orada olduğun için orada olman gerekmez. Open Subtitles لكن .. ليس لأنك مسجون .. ينبغي أن تكون سجيناً
    Yine bu kadar uzun olmaması gereken bir liste var. Open Subtitles مرة أخرى ،هذه القائمة لا ينبغي أن تكون بهذه الضخامة
    Bir adamı yem olarak kullandığında, adamın evde değil de dışarıda olması gerekmiyor mu? Open Subtitles عندما تستخدم عنزة مقيدة كطعم، ألا ينبغي أن تكون المعزة في الغابة وليست في المنزل؟
    Jetin deposu dolu ve yarım saat içinde kalkışa hazır olmalı. Open Subtitles ينبغي أن تكون الطائرة مزودة بالوقود وجاهزة للإقلاع خلال 30 دقيقة
    Gerçekte önem arz eden şey: Gayret ederseniz düzenli olarak yapabileceğinizin en iyisini yapmak için, sonuçlar olması gerektiği şekilde olacaktır. TED هذا هو ما يهم حقاً: إذا بذلت جهدا لفعل أفضل ما تستطيع بصورة دائمة، فان النتائج ستكون كما ينبغي أن تكون.
    En iyi tanık ifadesinin bayan memurun ifadesi olması gerekiyordu. Open Subtitles ينبغي أن تكون أفضل شاهدة ممكن أن تحصل عليها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more