"ينتظرني" - Translation from Arabic to Turkish

• bekleyen
• bekliyordu
• beni bekliyor
• beklediğini
• beklemesini
• beklerdi
• bekliyordur
• bekler
• beklediği
• orada
• bekledi
• bekliyorsa
• beklesin
• beklerken
• beklemedi

Onu suçlama. Eve döndüğümüzde beni bekleyen şeyleri bilirsem yardımcı olabileceğini düşündü.
لا تلمه، فقد اعتقد أنّ معرفة ما ينتظرني عند العودة للديار ستساعدني

Ama başka biri... Evde beni bekleyen gerçek biri var.
ولكنّي أملكُ شخصًا في حياتي، شخصٌ حقيقيّ ينتظرني في المنزل.

Burası her zaman beni mi bekliyordu yoksa alelacele mi yapıldı?
هل كان هذا ينتظرني دوماً؟ أم أنه تم وضعه لي مؤخراً؟

Dostumdur ve beni bekliyor.
انه صديق جيد لي و انا متأكد من انه ينتظرني

Yalan söyledim, Babamın beklediğini söyledim, ama ona ulaşamadım.
لا شيء .. لقد كذبت وقلت ان والدي ينتظرني ولكني لم اجد طريقة لاتصل به

Nefretle doluyum beni bekleyen şeyin tadını çıkarıyorum.
أنا مفعم بالكراهية. أنا أستلذ بما ينتظرني.

Yapabilir miyim bilmiyorum. bekleyen bir müşterim var.
لا أظن بإمكاني فعلُ ذلك لدي عميل ينتظرني

Eğer evde beni bekleyen biri varsa, kendimi tehlikeye atamam.
لا أستطيع أن أضع نفسي على الخط إذا كان شخص ما ينتظرني في المنزل

Adamımız erken gelmişti, beni bekliyordu, alttan dört asma kilitle kitlenmiş bir birimin önündeydi.
رجلنا قد أتى باكرا وكان ينتظرني أمام وحدة مؤمنة بأربعة أقفال على الجانب.

Hayır. Eve gittiğimde HKM'den biri beni bekliyordu.
لا، فعندما وصلت إلى المنزل كان هنالك رجل من المركز الصحي ينتظرني

Ama ağacın altında beni ne bekliyordu biliyor musunuz?
و أتعلم ماذا كان ينتظرني تحت تلك الشجرة؟

Devam et, kaderim İsimsizler'in kapısında beni bekliyor.
تابعي التحرك، فمصيري ينتظرني على باب المجهولين

-Olmaz. Chuck beni bekliyor. -Biliyorum.
لا استطيع , شاك ينتظرني انا اعلم , انه عن ذلك

Oğlum arabada sinemaya gitmek için beni bekliyor. Ben onu hayal kırıklığına uğratmayacağım.
ابني ينتظرني لمرافقته للسينما، وأنا لن أخيّب رجاءه ذاك.

Beni neyin beklediğini bilseydim, uçarak gelirdim.
, إذا كنت أعلم من الذي ينتظرني هنا . كنت سأستخدم خيول مجنحة

Ona yarın stüdyoda beklemesini söyle. Mümkünse yalnız.
أخبريه أن ينتظرني عند الاستوديو غداً وحيداً إذا استطاع ذلك

Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi
كل مرة يحدث لي فيها شيء جيد فان شيئاً سيء دائما ينتظرني بالجوار

Beni bekliyordur. Gitmem gerek, anladınız mı?
سيدي, إنه ينتظرني, حسناً, هل أستطيع أن أذهب ؟

Gösteri sonuna dek beni bekler evime kadar benimle yürürdü. Hanımefendi gibi hissettirirdi.
لقد كان ينتظرني بعد العرض ...يسير معي للمنزل, وكأنني سيدة

Jakovljevic, âlem adamsın! Adamlarının beni beklediği hastaneye mi gideyim?
أنت مجنون يجب أن أذهب للمشفى حيث ينتظرني قومك

Ama orada bir yerde gerçekten bana özel bir şey olduğunu biliyorum.
لكنني واثقة أن هناك شيء مميز جداً ينتظرني

15 sene akıl hastanesinde oturdu, beni bekledi.
لقد امضى في مصحه عقليه ينتظرني لمدة 15 سنه

Ya köşede arkadaşları ile beraber bekliyorsa?
ماذا لو كان ينتظرني عند الزاوية مع صديق له ؟

Ofisimde beklesin.
سأقابله عندما انتهي هنا اخبره بأن ينتظرني في مكتبي

Bunlar beni beklerken, az daha Cinnah'tan etkilendiğimi düşünüyorum da.
عندما أفكر أني كنت متأثرا بالسيد جينا بينما ينتظرني كل هذا

Seni nakavt eder. - Ne? Hamlemi yapmamı bile beklemedi DJ.
ماذا؟ انه لم ينتظرني لكي أقوم بحركتي، دي جي