ويكيبيديا

    "ينتظرني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bekleyen
        
    • bekliyordu
        
    • beni bekliyor
        
    • beklediğini
        
    • beklemesini
        
    • beklerdi
        
    • bekliyordur
        
    • bekler
        
    • beklediği
        
    • orada
        
    • bekledi
        
    • bekliyorsa
        
    • beklesin
        
    • beklerken
        
    • beklemedi
        
    Onu suçlama. Eve döndüğümüzde beni bekleyen şeyleri bilirsem yardımcı olabileceğini düşündü. Open Subtitles لا تلمه، فقد اعتقد أنّ معرفة ما ينتظرني عند العودة للديار ستساعدني
    Ama başka biri... Evde beni bekleyen gerçek biri var. Open Subtitles ولكنّي أملكُ شخصًا في حياتي، شخصٌ حقيقيّ ينتظرني في المنزل.
    Burası her zaman beni mi bekliyordu yoksa alelacele mi yapıldı? Open Subtitles هل كان هذا ينتظرني دوماً؟ أم أنه تم وضعه لي مؤخراً؟
    Dostumdur ve beni bekliyor. Open Subtitles انه صديق جيد لي و انا متأكد من انه ينتظرني
    Yalan söyledim, Babamın beklediğini söyledim, ama ona ulaşamadım. Open Subtitles لا شيء .. لقد كذبت وقلت ان والدي ينتظرني ولكني لم اجد طريقة لاتصل به
    Ama başka biri... Evde beni bekleyen gerçek biri var. Open Subtitles ولكنّي أملكُ شخصًا في حياتي، شخصٌ حقيقيّ ينتظرني في المنزل.
    Nefretle doluyum beni bekleyen şeyin tadını çıkarıyorum. Open Subtitles أنا مفعم بالكراهية. أنا أستلذ بما ينتظرني.
    Yapabilir miyim bilmiyorum. bekleyen bir müşterim var. Open Subtitles لا أظن بإمكاني فعلُ ذلك لدي عميل ينتظرني
    Eğer evde beni bekleyen biri varsa, kendimi tehlikeye atamam. Open Subtitles لا أستطيع أن أضع نفسي على الخط إذا كان شخص ما ينتظرني في المنزل
    Adamımız erken gelmişti, beni bekliyordu, alttan dört asma kilitle kitlenmiş bir birimin önündeydi. TED رجلنا قد أتى باكرا وكان ينتظرني أمام وحدة مؤمنة بأربعة أقفال على الجانب.
    Hayır. Eve gittiğimde HKM'den biri beni bekliyordu. Open Subtitles لا، فعندما وصلت إلى المنزل كان هنالك رجل من المركز الصحي ينتظرني
    Ama ağacın altında beni ne bekliyordu biliyor musunuz? Open Subtitles و أتعلم ماذا كان ينتظرني تحت تلك الشجرة؟
    Devam et, kaderim İsimsizler'in kapısında beni bekliyor. Open Subtitles تابعي التحرك، فمصيري ينتظرني على باب المجهولين
    -Olmaz. Chuck beni bekliyor. -Biliyorum. Open Subtitles لا استطيع , شاك ينتظرني انا اعلم , انه عن ذلك
    Oğlum arabada sinemaya gitmek için beni bekliyor. Ben onu hayal kırıklığına uğratmayacağım. Open Subtitles ابني ينتظرني لمرافقته للسينما، وأنا لن أخيّب رجاءه ذاك.
    Beni neyin beklediğini bilseydim, uçarak gelirdim. Open Subtitles , إذا كنت أعلم من الذي ينتظرني هنا . كنت سأستخدم خيول مجنحة
    Ona yarın stüdyoda beklemesini söyle. Mümkünse yalnız. Open Subtitles أخبريه أن ينتظرني عند الاستوديو غداً وحيداً إذا استطاع ذلك
    Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi Open Subtitles كل مرة يحدث لي فيها شيء جيد فان شيئاً سيء دائما ينتظرني بالجوار
    Beni bekliyordur. Gitmem gerek, anladınız mı? Open Subtitles سيدي, إنه ينتظرني, حسناً, هل أستطيع أن أذهب ؟
    Gösteri sonuna dek beni bekler evime kadar benimle yürürdü. Hanımefendi gibi hissettirirdi. Open Subtitles لقد كان ينتظرني بعد العرض ...يسير معي للمنزل, وكأنني سيدة
    Jakovljevic, âlem adamsın! Adamlarının beni beklediği hastaneye mi gideyim? Open Subtitles أنت مجنون يجب أن أذهب للمشفى حيث ينتظرني قومك
    Ama orada bir yerde gerçekten bana özel bir şey olduğunu biliyorum. Open Subtitles لكنني واثقة أن هناك شيء مميز جداً ينتظرني
    15 sene akıl hastanesinde oturdu, beni bekledi. Open Subtitles لقد امضى في مصحه عقليه ينتظرني لمدة 15 سنه
    Ya köşede arkadaşları ile beraber bekliyorsa? Open Subtitles ماذا لو كان ينتظرني عند الزاوية مع صديق له ؟
    Ofisimde beklesin. Open Subtitles سأقابله عندما انتهي هنا اخبره بأن ينتظرني في مكتبي
    Bunlar beni beklerken, az daha Cinnah'tan etkilendiğimi düşünüyorum da. Open Subtitles عندما أفكر أني كنت متأثرا بالسيد جينا بينما ينتظرني كل هذا
    Seni nakavt eder. - Ne? Hamlemi yapmamı bile beklemedi DJ. Open Subtitles ماذا؟ انه لم ينتظرني لكي أقوم بحركتي، دي جي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد