"ينتظرون" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyorlardı
        
    • beklerler
        
    • beklerken
        
    • bekliyorlardır
        
    • bekleyenler
        
    • bekleyip
        
    • beklesinler
        
    • bekliyorlarmış
        
    • beklemek
        
    • bekliyoruz
        
    • beklediklerini
        
    • bekleyecekler
        
    • beklediği
        
    • için bekliyorlar
        
    • beklediğini
        
    Ya da taksinin kılavuz sistemine girmişlerdi ve parkta bekliyorlardı. Open Subtitles أو يمكن أنّهم قد إخترقوا نظام الملاحة للسيارة وكانوا ينتظرون.
    Diğerleri değerli bir armağan gibi korurlar ve beklerler. Open Subtitles واخرون يحرسونها كانها هبة ثمينة ثم ينتظرون و ينتظرون.
    Mülteci kamp ve topluluklarını, insanların savaşın bitmesini beklerken süründükleri, geçici topluluk birimlerimden ibaret görmemeliyiz. TED علينا أن نعتبر مخيمات و تجمعات اللاجئين أكثرمن كونها مراكز سكانية مؤقتة يقبع فيها اللاجئون ينتظرون نهاية الحرب.
    Nehirde bekliyorlardır, geçerken yakalarlar bizi. Open Subtitles ينتظرون ربما عند النهر ويقبضون علينا اثناء العبور
    Onun Averium'u olmadan, onun bilgisini bekleyenler başka bir Urrone'nun öğrenmesi için 12 yıl daha beklerler. Open Subtitles بدون أفيريومها،أولئك الذين ينتظرون معرفتها لبحثهم يجب أن ينتظروا 12 سنة لأوررون آخر للتعلّم
    Bütün bu süreyi bekleyip de şimdi insanlığa savaş açmaları biraz garip gelmiyor mu? Open Subtitles الا يبدو غريبا انهم كانوا ينتظرون كل هذه السنين لهذا لبدء حربا ضد البشريه؟
    Evlerini,ellerinde olanları, yaşamlarını almaları için, oturup Gage ve acımasız adamlarını mı beklesinler? Open Subtitles أقل من خمسة أميال عن الأمبراطورية البريطانية ينتظرون متى يسرقونهم من منزلهم و وطنهم أملاكهم و حياتهم ذاتها ؟
    Çok tuhaf. Sanki bunun olmasını bekliyorlarmış gibiler. Open Subtitles هذا غريب , يبدو أنهم كانوا ينتظرون حدوث ذلك
    kahve içiyorduk, çok geçmeden insanlar sıraya dizilmiş bu sevimli hareketi yapmak için bekliyorlardı. TED وفي غضون دقائق ، نكون جالسين في مقهى قريب ، ويكون هنالك صف من الناس ينتظرون ان يفعلوا هذا الشئ المحبب.
    Onun gibi 15, belki 20 kişi vardı; bekliyorlardı. TED كان هناك 15، ربما 20 شخصا مثله ينتظرون.
    o binaya doluşan fotografçılar atlayacak insanları bekliyorlardı. yangında 11 kişi öldü. TED وفي هذا المبنى كان هناك مصورين ينتظرون أن يقفز الناس. أحد عشر شخصا أنتهى بهم المطاف أن لقوا حتفهم في هذا الحريق.
    Onlara taş gibi olduğumu söyledin değil mi? Sen de taş gibisin, haliyle beklerler. Open Subtitles لقد اخبرتيهم اننى مثيره و انت ايضاً لذا سوف ينتظرون
    Göreve çağrılmayı beklerken, normal çocukluk görüntüsünü sürdürüyorlar. Open Subtitles ونحافظ بحرص شديدة على مظهرها الطبيعية بينما هم ينتظرون نداء الواجب
    Onları çölde, gökyüzünde dönerken görürseniz, ...bu; ya orada bir ceset olduğunu gösterir, ...ve onun kemiklerini toplayacaklardır, ...ya da ölüm yakındır, ...ve onlar işlerini yapmak için bekliyorlardır. Open Subtitles هذا يعني بأن هناك شيئاً ما قد مات, وأنهم سيأكلون لحمه. أو أن الموت قريب. وهم ينتظرون لحدوثه,
    Acele edin. Aşağıda buraya gelmeyi bekleyenler var. Open Subtitles لنتحرك , لدينا بعض الأشخاص ينتظرون مركبتهم هناك
    Evdekiler gidene kadar bekleyip öyle mi yangın çıkarıyorlar? Open Subtitles هل ينتظرون حتى لا يبقى احد في المنزل و يشعلون المكان؟
    Takım elbisenizi ne çok beğendiğimi söyleyene dek beklesinler. Open Subtitles وسوف نجعلهم ينتظرون حتى أخبرك كم أحب بدلتك
    Bilgisayarı açmamızı bekliyorlarmış. Open Subtitles لقد كانوا ينتظرون منا تشغيل الجهاز أوقفه
    Ve birçoklarına göre. temel ihtiyaçları için sıra beklemek... Open Subtitles ولكل الناس الذي ينتظرون على الخط ولكل الأشياء الضروريه لنا ..
    Siz çocuklar burada iştahlarınızı kapatırken geri kalanlarımız... sabırla bekliyoruz. Open Subtitles بينماأنتمهناتفسدونشهيتكم, بقيتنا ينتظرون بصبر
    Morgan bela arayan herkesi beklediklerini söyledi. Open Subtitles يقول مورجان إنهم ينتظرون في البلدة مجيء كل من يبحث عن المتاعب
    Öylece bekleyecekler mi sanıyorsun? Kubbedeki işcilerin parasını yazı tura atar gibi veriyorsun. Open Subtitles هل تتوقع منهم أن ينتظرون بينما تطرح المزيد من النقود في صورة قروض
    Galaksinin genişliğinde, daha önce hiç görmediğimiz, adı konulmamış şeytani güçlerin bizi yemek için beklediği... Open Subtitles وباتساع المجرة حيث لا حصر بها لقوى الشر التي لم نرها من قبل لايزالوا ينتظرون , فرصتهم ضدنا
    Şartlı tahliyede veya hapiste olan insanlar var, bazen yıllarca duruşma için bekliyorlar. TED لأنه هناك أشخاص تحت المراقبة أو بالسجن، ينتظرون عرضهم على المحكمة لسنوات أحيانًا.
    Bulduğum şey kendi gruplarının beklediğini düşünen çocukların daha fazla şey almak için bekleyen çocukları seçmeye yatkın olduklarıydı. TED فوجدت أن الأطفال الذين صدّقوا أن فريقهم انتظر مالوا إلى تفضيل الأطفال الذين ينتظرون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more