| Ama daha bitmedi Bayan McNally. Birkaç dakika daha var. | Open Subtitles | لَكنَّه لم ينتهي بعد سيدة مكنلي هناك بضعة دقائق باقية |
| Bana kalırsa büyük bir ihtimalle bu iş henüz bitmedi. | Open Subtitles | أظنُ بأن هناك إحتمالية كبيرة أن هذا لم ينتهي بعد |
| Bu işin bittiğini mi sanıyorsun? Ama bitmedi seni aşağılık herif! | Open Subtitles | أنت ،انت تعتقد أن كل شـيء انتهى الامر لم ينتهي بعد |
| Olmasını istediğin sürece bitmiş değildir, Addison. | Open Subtitles | لم ينتهي بعد . أديسون إلا إذا انتِ انهيته |
| Bu sırada iki ay sonrasında kitap hala bitmiş değil, ...kulübe hala tek odalı, ...hala çocuklarından bir saatten fazla bir uzaklıkta ama biz konudan uzaklaşıyoruz. | Open Subtitles | الى اخره،الى آخره. خلال ذلك، بعد شهرين لايزال الكتاب لم ينتهي بعد الكوخ لايزال فيه غرفه واحده |
| İletişimdeki bu karışıklık 1'den sonra bitecek. | Open Subtitles | تداخل الإتصالات سوف ينتهي بعد الساعة الواحدة تمامًا. |
| Dışarıda olduğu müddetçe, bu işin bitmediğini farzetmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | طالما أنه لازال حراً، فلابد أن نفترض أن الأمر لم ينتهي بعد |
| Hazır olun, İntikamcılar. henüz sona ermedi. | Open Subtitles | أستعدوا , أيها المنتقمون , هذا لم ينتهي بعد |
| Farkındaysan çoğumuza göre, Elizabeth'in olayı daha bitmedi. | Open Subtitles | تعرفين , بالنسبة لمعظمنا ذلك الشيء مع إليزابيث لم ينتهي بعد |
| Phuket'teki ev henüz bitmedi. | Open Subtitles | البناء المنزل في منطقة فوكت لم ينتهي بعد |
| Seninkilerden birini temel aldım ama henüz bitmedi. | Open Subtitles | انه مأخوذ على شكل احدى تماثيلك لكنه لم ينتهي بعد |
| Peki, sana iyi şanslar, ama bil ki bu henüz bitmedi. | Open Subtitles | حسنا بالتوفيق في ذلك لإن الامر لم ينتهي بعد |
| 24 saattir duygu karmaşası yaşıyorum ve daha gün bitmedi bile. | Open Subtitles | . اعني , لقد مرت فقط 24 علي صدمتي العاطفية و اليوم حتي لم ينتهي بعد |
| Pekala, ben de eski Avatar'ım ve benim çağım henüz bitmedi. | Open Subtitles | حسنا , أنا الأفتار الأقدم , وعصري لم ينتهي بعد |
| - Bu çok kolay olmalıydı. - Henüz bitmedi. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يكون هذا هيناً هذا لم ينتهي بعد |
| Ringdeyiz, hâlâ ayaktayım ve bu iş daha bitmedi. | Open Subtitles | نحن في دائرة و انا مازلت واقفاً و الأمر لم ينتهي بعد |
| Tek söylemek istediğim hiçbir şey bitmiş değil. Bunu aşacaksınız. | Open Subtitles | ،ما أعنيه هو أن الأمر لم ينتهي بعد .يمكنك أن تتخطى الأمر |
| Tek söylemek istediğim hiçbir şey bitmiş değil. Bunu aşacaksınız. | Open Subtitles | ،ما أعنيه هو أن الأمر لم ينتهي بعد .يمكنك أن تتخطى الأمر |
| Siktir et o kadını. Hiçbir şey bitmiş değil. | Open Subtitles | اسمع، لا تبالي الأمر لم ينتهي بعد |
| yemek on dakika sonra bitecek. | Open Subtitles | وقت الأكل ينتهي بعد عشر دقائق. |
| Iş yükleme sensörleri yarın öğleden sonra bitecek. | Open Subtitles | وعمل المجسات تركيب ينتهي بعد ظهر غد. |
| Eğer ortaya çıktıysa, bu işin henüz bitmediğini gösterir. | Open Subtitles | إذا حطّ على الأرض ، يعني أن هذا لم ينتهي بعد |
| Bak... bugün berbat olmadı, çünkü bugün henüz sona ermedi. | Open Subtitles | اسمع... هذا اليوم ليس مدمراً لأنه لم ينتهي بعد |