"ينقذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurtarmak
        
    • kurtaracak
        
    • kurtarmaya
        
    • kurtarmaz
        
    • kurtaramaz
        
    • kurtarmasını
        
    • kurtarması
        
    Ve bu önemli bir an, çünkü yavaş yavaş insanların gidip yardım etmek ya da onu kurtarmak istemelerini sağlamaya çalıştık. TED وهذه لحظة مهمة، لأننا أردنا أن نغرس في المشاهد غريزة أن يذهب ويساعد، أو ينقذه.
    Onun beni sürekli kurtarmasına karşılık bu defa da onu ben kurtarmak istedim. Open Subtitles وأردتُ أن أكون الشخص الذي ينقذه بعد كل الأوقات التي أنقذني بها
    Şuanda onu kurtaracak tek şey bu. Open Subtitles .. هذا هو الشيء الوحيد الذي يمكن أن ينقذه الآن
    Ciddi bir tepki verirse, iki iğne onu kurtarmaya yetmez. Hapları sen iç. Open Subtitles إذا كان رد الفعل عنيفاً فلن ينقذه عشرة محاقن، خذيها أنت
    -Her şey çocuklarla ilgiliymiş. -Bu onu kurtarmaz. Open Subtitles كله من أجل الأطفال - هذا لن ينقذه -
    Mesela bu hafta sadık arkadaşı Demon Dog kurtaramaz mı dünyayı? Open Subtitles أعني لا يستطيع كلب أن ينقذه هذا الإسبوع؟
    Eğer başarısız olursa, kimsenin onu kurtarmasını istemedi. Open Subtitles لم يشأ أن ينقذه أحد إن فشل في محو عاره
    Geyiğe çarpmamız benim suçumdu biliyorum ve onu kurtarmak isteyen sendin. Open Subtitles وأعلم أنها غلطتي في إصابة ذلك الغزال. وأعلم أنكِ كنتِ تريدين أن تكوني من ينقذه.
    Sıradan prosedürleri uygula. Onu kurtarmak için yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles فقط أتبعى القواعد ولا شئ سوف ينقذه
    -Reese onu kurtarmak için suya atladı. Open Subtitles فقفز ريس لكي ينقذه.
    Onu kurtaracak bilgiye sahip olduğunuza inanıyorum. Open Subtitles أعتقد بأنّك عندك معلومات الذي يمكن أن ينقذه.
    Sanırım seçeneklerden biri onu öldürecek, diğeri kurtaracak. Open Subtitles أفترض أن أحد الاختيارين يقتله و الآخر ينقذه
    Bu onu kurtaracak. Bunu neden yaptığımı biliyor. Open Subtitles هذا سوف ينقذه إنه يعرف سبب فعلتي هذه وهو يريد ذلك
    Ahab ilk saldıranın babam olduğunu söyledi zıpkınını canavarın içinden geçirmiş ahab onları kurtarmaya çalışmış zıpkıncılar lanetlenmiştir. Open Subtitles أيهاب قال لى ان أبى هو من ضرب أولاً وضربها فى أتجاه قلبه أيهاب حاول أن ينقذه
    Ve ben işini bitirmeden güneş gözlüklüyü kurtarmaya geldi. Open Subtitles وقبلما أنحر ذا النظّارة الشمسيّة، حاول أن ينقذه.
    O'nu kurtarmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أحاول أن ينقذه.
    Bunlar onu kurtarmaz. Open Subtitles هذا لن ينقذه الآن ...نريد شخص فصيلة دمه
    Yapmayacak. Iris'i öldürmek artık onu kurtarmaz. Open Subtitles لن يفعل، قتل (آيريس) لن ينقذه الآن، لم يعد كذلك
    Bu onu kurtarmaz. Open Subtitles - لا، الذي لن ينقذه.
    Artık dönüşü olmayan yola girdi ve bu noktada akciğer nakli onu kurtaramaz. Open Subtitles وقد وصل لمرحلة متقدمة جداً وفي هذه المرحلة لا شيء قد ينقذه سوى زراعة رئة
    Michael biraz hasta ve birimizin gidip onu kurtarmasını istiyor. Open Subtitles (مايكل) مريض و يريد أن ينقذه أحدنا -لست مريضاً ...
    Jim'in onu kurtarması gerekiyordu. Open Subtitles كان مفترض أن ينقذه جيــم يحلّه، يحــله من الفم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more