Beni neden seçti bilmiyorum. Öğretecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا تختارني أنا، فلا يوجد ما يستحق أن أعلمه لها |
Çalmaya değecek bir şey yok, boş yere bakmayın. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق السرقة لذا فلا تبحثون حتى |
Teşekkür edecek bir şey yok. Sen kendi erkeğinle ilgilen, ben kendiminkiyle. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق الشكر، فلتهتمي برجلكِ و سأهتم برجلي. |
Görecek bir şey yok, Martha. Yatağa dön. | Open Subtitles | "لا يوجد ما يستحق المشاهده يا "مارثا عودي الى الداخل |
Aslında söylenecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لا يوجد ما يستحق الذكر، حقاً. |
Boşver, açıklanacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا تقلقى, لا يوجد ما يستحق الشرح |
Estağfurullah, anlayacak bir şey yok. | Open Subtitles | اه، لا يوجد ما يستحق أن أتفهمه. |
Kıskanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق الشعور بالحسد لأجله. |
Konuşacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق أن نتحدث بشأنه |
Görebileceğimiz pek bir şey yok. | TED | لا يوجد ما يستحق ملاحظته. |
- Bildirilecek bir şey yok. | Open Subtitles | - لا يوجد ما يستحق الذكر ، رئيس |
Televizyonda izleyecek bir şey yok | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق المشاهدة |
Utanılacak bir şey yok, Deb. | Open Subtitles | يا إلهي! لا يوجد ما يستحق أن تخجلي منه يا (ديب) |
En küçük ayrıntısını. Bilmiyorum.Gerçekten konuşacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق التحدّث عنه. |
Anlatacak bir şey yok, Clancy. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق أن أقوله لك يا (كلانسي). |
Görülecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستحق المشاهدة |