"يودع" - Translation from Arabic to Turkish

    • veda
        
    • vedalaşıyor
        
    • yatıran
        
    • hoşça kal
        
    • Bay Soprano
        
    On dakika sonra kocama veda edeceğim ve çocuklarım babalarını son kez görecekler. Open Subtitles ١٠ دقائق، قبل أن أودع زوجي للمرة الأخيرة، قبل أن يودع أولادي والدهم؟
    Şey gibi sevgilisine veda etmek zorunda kalacak biri gibi. Open Subtitles ‫مثل عندما يدرك شخص ما ‫أن عليه أن يودع حبيبه
    Patrona. Birimize veda etmek zorunda kaldı, çok yazık. Open Subtitles نخب الرئيس ، عليه أن يودع أحدنا وهذا مؤسف جدا
    - Damsız erkeğimiz, dostlarıyla vedalaşıyor. Open Subtitles -رئيس الحفلة يودع المنافسة -ويليام كيليك) )
    - Damsız erkeğimiz, dostlarıyla vedalaşıyor. Open Subtitles -رئيس الحفلة يودع المنافسة
    Burada, garip bir şekilde, haftalık olarak vadesiz hesabına büyük miktarlarda nakit para yatıran Mike Spires adında bir bagaj görevlisi var. Open Subtitles هناك شخص يعمل بالحقائب إسمه مايك سبايرز الذي كان يودع كميات هائلة من المال بحسابه المصرفي بشكل أسبوعي
    Cenazede insanlara hoşça kal dersin. Artık bittiğiyle ilgili bir şeyler zırvalarsın. Open Subtitles يودع المرء الناس في الجنائز بعض الهراء عن خاتمة للأمر
    Bakin, sayin hakim, biz Bay Soprano'nun ozel bir tesise gonderilmesini istedik. Open Subtitles الآن سيادتك، نطلب أن يودع -سجن شديد الحراسة -لمَ لا ننبذه في جزيرة مهجورة؟
    Bu hücre son yemeğini yediği ve ailesine veda ettiği yer. Open Subtitles إنها المكان الذي يتناول فيه وجبته الأخيرة و يودع فيها أهله للمرة الأخيرة
    Stüdyo, Joan Crawford'a veda ederken Bayan Olivia de Havilland'a merhaba dedi. Open Subtitles الاستيديو يودع جون كروفرد ويرحب بالآنسة أوليفيا دي هايفيلاند
    Veta, Dr. Chumley'ye söyler misin, eski dostuma benim adıma veda etsin. Open Subtitles فيتـا" أخبرى الطبيب "شاملـى" أن يودع" صديقى القديم , حسناً ؟
    Çocuk, hayatının aşkına veda edemeyecek mi? Open Subtitles ولا حتى لأن يودع ابني شخصا بمثابة حبه؟
    Çocuk, hayatının aşkına veda edemeyecek mi? Open Subtitles ولا حتى لأن يودع ابني شخصا بمثابة حبه؟
    Erik ne Phillip'e ne de diğerlerine veda etmeden gidecekti. Open Subtitles إريك غادر دون أن يودع فيليب وأصدقائه
    Bir kadına veda ediyordur herhalde. Open Subtitles . يودع إمرأة ما , أتوقع
    Ama kimseye veda etmemişti. Open Subtitles لكنه رحل دون أن يودع أحداً
    Karısına veda ediyor. Open Subtitles إنه يودع زوجته
    Hesaba para yatıran kişiyi kimse kontrol edemez. Open Subtitles لا أحد يتحكم بمن يودع المال في حساب.
    Keşke hoşça kal deme şansımız olsaydı. Ne? Open Subtitles أفكر بأنه يجب أن يودع بعضنا الآخر - ماذا؟
    Bakın, sayın hakim, biz Bay Soprano'nun özel bir tesise gönderilmesini istedik. Open Subtitles الآن سيادتك، نطلب أن يودع -سجن شديد الحراسة -لمَ لا ننبذه في جزيرة مهجورة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more