Güney Kore Hükümeti, Kuzey Koreliler ile gizli bir şeyler yapıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | الحكومة الكورية الجنوبية يَبْدو أنهم لا يعلمون بالحركة السرية الجنوبية مَع الكوريين الشماليين |
Kesinlikle. Bu epey kolay görünüyor. Sanırım buraya basıldığında bu dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | كُلّ شيئ يَبْدو بسيط بشكل رائع.افترضُ ان الواحد فقط يَضْغطُ ذلك و الخارج يَتفرقعُ. |
Balboa çok yumruk alıyor ama kondisyonu çok iyi görünüyor. | Open Subtitles | بالبوا يَبْدو انه حْصلَ على الضربةِ في أغلب الأحيان، لكن يَبْدو في حاله حيده جداً. |
Ona benziyor ama o arabanın içinde sevdiğin adama dair hiçbir şey yok. | Open Subtitles | يَبْدو مثله لكن هناك لا شيء من الرجلِ الذي أحببتَه في تلك السيارةِ. |
Bu sana pastan başka bir şeymiş gibi geliyor mu? | Open Subtitles | هَلْ ذلك يَبْدو مثل أيّ شئَ يَتصدّأُ إضافةً إلى إليك؟ |
Sadece çok saf gözüküyor, çünkü kan kolayca bıçağından siliniyor. | Open Subtitles | يَبْدو صافيَ فقط لأن الدمَّ غسلت لذا بسهولة مِنْ نصلِها. |
Hayır, Görünüşe göre, Casey ve Donna 'Le' o işi yapacaklar. | Open Subtitles | أوه، لا، يَبْدو مثل دونا وكايسي ذاهِبة إلى لو تَعمَلُ هي. |
Özel biriyle iyi bir başlangıçtan vazgeçmişsin gibi görünüyor. | Open Subtitles | حَسناً، على ما يَبْدو أنك بدأت السهرة بمزاج سيء |
Çok onarım istiyor o yüzden fiyatı biraz yüksek görünüyor. | Open Subtitles | يَبْدو غالي إلى حدٍّ مال فرصة مثبّتِ فريدِ العلياِ. |
Bu gece ay ne güzel. Güzel görünüyor değil mi? | Open Subtitles | القمر رائع اللّيلة يَبْدو جميلَ، أليس كذلك؟ |
Bence bu güzel görünüyor ama bununla harika olur. | Open Subtitles | أعتقد ذلك يَبْدو لطيفاً، لكن بهذا هو قد يَبْدو عظيم. |
Ekranda güzel görünüyor Ama şovu inanılmayacak kadar sıkıcı. | Open Subtitles | يَبْدو في حالة جيّدة على آلةِ التصوير، لكن معرضَه مملُّ جداً. |
Çin askerinin kuzey sınırlarımıza doğru ilerledikleri görünüyor. | Open Subtitles | يَبْدو أن القوَّاتَ الصينيةَ تتقدّم نحو حدودِنا الشماليةِ. |
Bu melez, Beauregard Bennet'a benziyor! | Open Subtitles | هذا نِصْف الجيلِ يَبْدو مثل بو ريجارد بينيت |
Bana öyle geliyor ki, beni kurtaran hep sen oluyorsun. | Open Subtitles | يَبْدو لي نوعا ما بأنّك الوحيدة التي دائماً تهْبُّ لانقاذي |
- Dalgıç anternörü herşeyi kaydediyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يَبْدو ان مساعد مدرب الغوص يُسجّلُ كُلّ إجتماعاتهم. |
Aslında ben kendimi en hızlı sanıyordum, ama Görünüşe göre buralarda beni pek tanımıyorlar. | Open Subtitles | كان هناك مجرد كومة من الاسئلة عن ذلك، لَكنَّه يَبْدو مثل النكتة ذَهبَت ورجعت لي. |
Şuan açıkça Görünen şu ki yabancılaşmış ve dışlanan Amerikalıları | Open Subtitles | الذي يَبْدو واضح جداً الآن... ... بأنّهبدلاًمِنْأنْنحاولَجَلْب الناس المستبعدين والمنبوذين |
- Sanki buradaki herkes altını duymuş gibi. | Open Subtitles | يَبْدو كما لو أن كُلّ شخصِ سَمعَ عن الذهبِ هنا |
Keşke gitmeseniz hanımım. Bu aceleniz pekte hoş görünmüyor. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك لا تَذْهبَ،انسة يَبْدو خطئ بطريقةٍ ما،استعجالك مثل هذا. |
En azından nehre ineceğiz Galiba. | Open Subtitles | على الأقل يَبْدو اننا سنَنْزلُ في النهرِ. |
Şeytani seviyelere göre ayırmak, iyi duruyor. | Open Subtitles | خَفّ الرُتَبِ الشيطانيةِ، ذلك يَبْدو جيداً. |
Dinle, Roger, Kulağa hoş geliyor. Bana faksla. Sabah konuşuruz. | Open Subtitles | إسمع، روجر، يَبْدو جيداً أرسلُه بالفاكس، ساكملك صباحا |
Belki de her şey, göründüğü kadar basit değildir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا لَيسَ كُلّ شيءَ كأسود وأبيض كما يَبْدو. |
Anlaşılan İngilizler 1857 isyanını asla unutmayacak. | Open Subtitles | يَبْدو أن البريطانيّين لن ينسوا أبَداً تمرُّد 857 1 |
Kök dokusuna benzemiyor daha çok küf, ya da mantar gibi. | Open Subtitles | لا يَبْدو مثل الجزر مثل قالب أَو فطر من نوع ما |