Senin burada o yıkımın tohumlarını atmak için bulunduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ بأنّك هنا كجزء من محاولة للتدمير |
Onların beyinlerinin olgun olup olmadıklarını hissetiğinizi düşünüyorlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ بأنّك تَشْعرُ للرُؤية إذا أدمغتِهم ناضجة. |
Bu yeni milenyumla beraber halkın büyük kısmı dünyanın sona ereceğini düşünüyor. | Open Subtitles | هُناكَ العَديد الذينَ يَعتقدونَ أنَ العالَمَ سيَنتَهي معَ فَجرِ الألفية الجَديدة هذة |
Dinlenmek için oturduktan sonra öldüğünü sanıyorlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ بأنّها ذَهبتْ للجُلُوس لإرْتياَح، ومَرْفُوس. |
Ama İngilizler soğuk kanlıca öldürmenin sportmence olmadığını düşünür. | Open Subtitles | لكن الإنجليز لا يَعتقدونَ ان رياضي للقَتْل عمداً. |
Çünkü insanlar sadece inanmak istedikleri şeye inanıyorlar. | Open Subtitles | لأن الناسَ يَعتقدونَ فقط ما يُريدونَ إلى. |
Karın, arkadaşlarınla olduğunu, onlarda metresinde olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | زوجتكَ تَعتقدُ بأنّك في الخارجِ مَع رفاقِ البطاقةَ ـ ـ ـ ـ ـ ـ يَعتقدونَ بأنّك مِنْ مَع عشيقة |
Benim de işin içinde olduğunu düşünüyorlar tamam mı? | Open Subtitles | .. يَعتقدونَ بأنّي مشتركة معك، أيضاً، حسناً؟ |
Senin pislik olduğunu düşünüyorlar, hayvan dışkısı olduğunu. Sizler değersizsiniz. | Open Subtitles | يَعتقدونَ بأنّك قذر يَعتقدونَ بأنّك روث, وعديم القيمة |
- Herkese günaydın. - Mal olduğumu mu düşünüyorlar? | Open Subtitles | ـ صباح الخير، عليكم جميعاً ـ وهم يَعتقدونَ أَني أداة؟ |
Doktorları onu bir 6 ay daha yaşatabileceklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | أطبائها يَعتقدونَ بأنّهم يُمْكِنُ أَنْ يَبقوها على قيد الحياة لَرُبَّمَا 6 شهورِ أخرى. |
Bir şeyler görmüş olabileceğini düşünüyorlar,tehlikede olabilirsin | Open Subtitles | يَعتقدونَ بأنّك ربما رَأيتَ شيء ويمكن أن تكوني في خطر |
Aman Tanrım. Hırsızlık olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أوه ، يا إلهى إنهم يَعتقدونَ أنها لَرُبَّمَا كَانَت سرقة |
Hayır, henüz değil. İngiltere, onun etrafta dolaşmasının daha güvenli olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | البريطانيون يَعتقدونَ انة سَيَكُونُ أكثر أماناً لو هو يَستمرُّ بالحركة. |
Bazı insanlar tüm hayatımın tehlike içinde geçtiğini düşünüyor. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَعتقدونَ آي يَصْرفُ حياتَي الكاملةَ فى وضع معزول وبدون دعم. |
Artık Steve Remington'ın sana sahip olduğunu sanıyorlar, ...güvendesiniz. | Open Subtitles | طالما أنهم يَعتقدونَ أن ستيف ريمنجتون استحوذ عليك، |
Gerçekten çocuğu bulabileceklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ حقاً أنّهم سَيَجِدُون ذلك الولد |
Birçok insan ölümün bulaşıcı olduğunu düşünür. lvy farklıydı. | Open Subtitles | الكثير مِنْ الناسِ يَعتقدونَ الموت معديُ. |
Aynı yara izini taşıyorsan, müttefik savaşçı olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ بأنّ إذا تَشتركُ في نفس الندبةِ، أنت متّحد كمحاربون. |
İnsanlar bu aletleri öylece kullanabileceklerini sanıyor. | Open Subtitles | الناس يَعتقدونَ بأنّه يُمْكِنهم الحصول على واحدة من هذه الآلات لا. |
O anın heyecanıyla birşeyler söylersin inanırlar, sonsuza kadar sanırlar. | Open Subtitles | تَقُولُ شيءاً في أحرِّ ساعاتِ اللحظة. هَلْ تَعْنيه؟ يَعتقدونَ بأنّه إلى الأبد. |
Kaybedenlerin kendilerini öldürmesi gerektiğine inanırlar. | Open Subtitles | يَعتقدونَ أن الخاسرين يَجِبُ أَنْ يَقْتلَوا أنفسهم |
Bu birimin tek iyi tarafı... gardiyanlar zaten öldüğümüzü düşündükleri için, istediğimizi yapmamıza göz yumuyorlar. | Open Subtitles | الشيء الوَحيد الجيد في وجودي في هذه الوَحدة أن الضُباط يَعتقدونَ أننا كُلنا سنموت قريباً. لذلكَ يَدَعوننا و شَأننا |
İşte bu ortakların bir züppe olduğunu düşünmelerini sağlayacak türden bir davranış. | Open Subtitles | وهو بالضبط ذلك النوعِ مِنْ السلوك الذي يَجْعلُ الشركاءَ يَعتقدونَ أنك أبله |
Ama neden yaptığımı düşündüklerini, sanırım biliyorum. | Open Subtitles | لكن أعتقد أَعْرف لماذا يَعتقدونَ بأنّني عملت |