"يَعتقدُ" - Translation from Arabic to Turkish

• düşünüyor
• sanıyor
• düşündüğü
• inanıyorum
• zannediyor
• düşündüğünü
• düşünen
• inanıyor
• düşünmüyor
• sandığından
• düşünür

Santos bot kazasında ölenlerden biri olduğunu düşünüyor.
سأنتوس يَعتقدُ بأنّه قَدْ يَكُونُ ضحيّه مِنْ حادثِ القارب

Carlsen asıl kaynağı bulabileceğini düşünüyor.
كارسن يَعتقدُ بأَنْه يستطيع أن يُحدّدَ مكان المصدرَ.

Frasier şu an fotokopi çektiğimi sanıyor.
فرايزر يَعتقدُ أَنا في ماكنةِ النسخةَ الآن.

Belki de herkesin olduğunu düşündüğü sevimli bir şekerleme üreticisi değilsindir.
لَرُبَّمَا أنت لَسْتَ صانعَ الشيء الجيدِ الحلوِّ كُلّ شخص يَعتقدُ بأنّك.

Ama ben senin şimdiye kadar eğittiğim herkesten daha değerli olduğuna inanıyorum.
لكن i يَعتقدُ بأنّك جدير أكثر مِنْ أيّ رجل i أَبَداً تَدرّبَ.

Onun sadece bir gemisi var ve o da şu an meşgul, fakat konumunun güvende olduğunu zannediyor.... ...çünkü diğer Düzen Efendileri'nin bu yeri bilmiediğini düşünüyor.
لديه سفينةَ واحدة ومَشْغُولةُ لكنه يَعتقدُ ان موقعَه آمنَ لأنه يعلم أن أسياد النظام الاخرين لا يعلمون مكانه

Küçükken, kuzenimin ne düşündüğünü işitebiliyordum.
منذ أن كُنْتُ بنت صغيرة مَع إبنِ عمي، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَسْمعَ ما هو كَانَ يَعتقدُ.

Ateşli bir randevum olduğunu düşünüyor.
يَعتقدُ بِأَنِّي اذهب الى بعض المواعدات الساخنة.

Tamam. Babam fazla analitik olduğumu düşünüyor.
يَعتقدُ الأَبُّ أَنا تحليليُ أكثر من اللازمُ.

Gerçekten çok tuhaf. Bay Furlong yeni bir tür bulduğumu düşünüyor.
السّيد فارلونج يَعتقدُ قَدْ يَكُونُ نوع جديد.

Benim aptal olduğumu düşünüyor.
لكن الناسَ قَدْ يَكْرهونَه أَو يَعتقدُ بأنّني كُنْتُ مجنونَ مِنْ الشيءِ.

Burada herkes önerilerde bulunmaya gittiğimi mi düşünüyor?
هَلْ كُلّ شخص يَعتقدُ هنا أَتجوّلُ جَعْل الإقتراحاتِ؟

Te Efendi, Şef Yu'dan şüphelenmenin yersiz olduğunu düşünüyor.
السّير تي يَعتقدُ بأنّه ذريعة لإخْتياَر الشكِّ على الحاكمِ واي.

En komik kısmı da şu ki, aptal, onun arkadaşı olduğumu sanıyor.
نعم، وأفضل جزء أولِ، ذلك الأبلهِ يَعتقدُ في الحقيقة أَنا صديقُه.

Olmaz! Benim olanı alıp gidebileceğini mi sanıyor?
حَسناً، يَعتقدُ بأنّه يُمْكِنُ أَنْ يَأْخذَ ما يُنقّبُ ويَنصرفُ؟

Ming, Pazartesi günü 40,000 $ ile restorana geleceğimi sanıyor.
يَعتقدُ مينج أني أظهر في .المطعم يوم الإثنين مَع 40,000 دولار

Bu sırada, Micheal'in Kitty ile olan buluşması düşündüğü kadar stresli geçmemişti.
فيهذهالأثناء،مايكليَجتمعُبالبسيسةِ ما كَانَ محزن مِثْله يَعتقدُ.

Buna ben de inanıyorum.
يَعتقدُ بأنّه ذلك الشخص أَعتقدُ بأنّه ذلك الشخص

Yani herkes değil zannediyor.
كُلّ شخص يَعتقدُ بأنّهم مزيفون، على أية حال، هم حقيقيون.

Bunun kaza olduğunu düşündüğünü sanmıyorum.
أنا لا أعتقد بأنّه يَعتقدُ بِأَنَّ هذا كَانَ حادثاً.

Bunu düşünen sadece ben miyim?
هَلْ أنا الشخص الوحيد الذي يَعتقدُ هذا هنا؟ هَلْ هو واضح فقط ني؟

Daha önce söylediğim gibi, Anubis Goa'uld'a en büyük tehditin kendi içinden olduğuna inanıyor.
كما قلت قبلا يَعتقدُ أنوبيس بأنّ التهديدَ الأعظمَ إلى الجواؤلد من الداخل

Benim için dansta bir geleceğim olabileceğini düşünmüyor.
هو فقط لا يَعتقدُ بأنّ هناك مستقبل لي في الرقصِ

Belki de babana sandığından daha çok benziyorsundur.
لَرُبَّمَا أنت أكثر مثل أبّيكَ منك يَعتقدُ.

İçeriye giren herkes adam olduğunu düşünür, ama gerçekte ne olduklarını biliyor musun?
كُلّ شخص الذي يَدْخلُ السجن يَعتقدُ نفسه رجل، لَكنَّك تَعْرفُ ماذا يكون حقاً؟