"يَكْذبُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yalan söylüyor
        
    • yatıyordu
        
    • yatarken
        
    • yalan söylemiş
        
    • yalan söylemez
        
    Dr. Sapirstein ya yalan söylüyor ya da ne bileyim, kafayı sıyırmış. Open Subtitles الدّكتور سابيرستين يأمّا يَكْذبُ أَو هو أنا لا أَعْرفُ اتجنن
    Belki telefondaki arkadaşın sana yalan söylüyor. Open Subtitles لَرُبَّمَا صديقكَ على الهاتف يَكْذبُ إليك
    Desteklediğim başkan işim gereği sadık olduğum başkan bana yalan söylüyor. Open Subtitles الرئيس، الشخص الذي أدعمه والوحيد الذي أواليه كعملي يَكْذبُ علي
    Bir dakika sonra dama tahtasının üstünde yatıyordu. Open Subtitles بَعْدَ دقيقة، هو يَكْذبُ المتمدّد في جميع الجهات.
    Russell trenin zemininde yatarken Nick'in yüzündeki ifadeyi gördün mü? Open Subtitles دي . رَأيتَ النظرةَ على وجهِ نيك على الترامِ عندما رَأى روسل فقط يَكْذبُ هناك؟
    Ya kadın adama yalan söylemiş yada adam bize yalan söylüyor, Open Subtitles أمّا كَذبتْ إليه، أَو هو يَكْذبُ إلينا،
    - Taksimetreye bakın. O yalan söylemez. Open Subtitles -إقرأْ العداد العداد لا يَكْذبُ
    Ama ben derim ki yalan söylüyor. Open Subtitles لَكنِّي أَقُولُ بأنّه يَكْذبُ.
    Sana ne diyorsa, yalan söylüyor. Open Subtitles مهما هو يَقُولُ، تَعْرفُ بأنّه يَكْذبُ.
    Yine yalan söylüyor. Open Subtitles إنهُ يَكْذبُ ثانيةً.
    Size yalan söylüyor Dedektif. Open Subtitles هو يَكْذبُ عليك،ايها المخبر.
    Bu adam sana yalan söylüyor. Open Subtitles هذا الرجلِ يَكْذبُ إليك.
    Bir daha asla olmayacak dediğinde bil ki yalan söylüyor. Open Subtitles lt لَنْ يَتوقّفَ مالم تُريدُه أَنْ يَتوقّفَ، إلي. أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ بأنّه يَكْذبُ عندما يَعِدُ بأنّه لَنْ يَحْدثَ ثانيةً.
    yalan söylüyor. Open Subtitles أوه، هو يَكْذبُ.
    - yalan söylüyor, git bana robotu getir! Open Subtitles - هو يَكْذبُ! إذهبْ إحصلْ عليني واحد!
    Temiz hava için yalan söylüyor. Open Subtitles هو يَكْذبُ للهواء النقي. نعم.
    Ama şimdi o yalan söylüyor. Open Subtitles وها هو يَكْذبُ الآن
    Yaşamak için yalan söylüyor. Open Subtitles يَكْذبُ لa معيشة.
    Tam burada yatıyordu. Open Subtitles لقد كَانَ يَكْذبُ
    Evet, Nate son kısmı o, yerde yatarken tamamlamak zorunda kaldı. Open Subtitles نعم, و كان على "نيت" أن ينهي الجولة الأخيرة مَعه فقط يَكْذبُ هناك.
    Steve Card ilaç dolabının tek anahtarının kendisinde olduğu hakkında yalan söylemiş. Open Subtitles ستيف Card كَانَ يَكْذبُ متى قالَ بأنّه كَانَ onewith الوحيد، المفتاح إلى وزارةِ المخدّرَ.
    - Taksimetre yalan söylemez. Open Subtitles -العداد لا يَكْذبُ اقرأ العداد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more