"يُجيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • Cevap
        
    • itaat
        
    • açmadı
        
    • açmıyor
        
    • yanıt
        
    Bu soruya en iyi Dr. Seigler Cevap verebilir. Open Subtitles هذا سؤال يُفضَّل أن يُجيب عليه، الدكتور. سيغلر
    Jüri de sizinle aynı fikirde olacaktır ama şu anda bazı sorulara Cevap vermesi gerek çünkü bulmamız gereken bir çocuk var. Open Subtitles حسناً,هيئة المُحلفين قد تتفق معك لكن في الوقت الراهن عليه أن يُجيب عن بعضِ الأسئلة. بسببِ أن هناك صبي نحتاجُ لأيجاده.شكرا لك
    Elimizdeki tel şey fotoğraflar ve Weiner'ın hiç bir soruya Cevap vermeyişi. Open Subtitles كل نملكه حقّاً هو الصور وأن وينر لا يُجيب على الأسئلة
    Asa. Sadece bana mı itaat ediyor? Open Subtitles العصا هل يُجيب علي فعلاً؟
    Bir kaç kez ulaşmaya çalıştım, ama hiç kimse açmadı. Open Subtitles حاولت الإتصال بضعة مرات لكن لا أحد يُجيب على الهاتف
    Salak erkek arkadaşınla konuşmam gerek. Benim telefonlarımı açmıyor. Open Subtitles يجب أن أتحدث مع خليلك الغبيّ هو لا يُجيب عن مكالماتي
    Aslında var ama kimse yanıt vermek zorunda değil. Open Subtitles في الواقع، يمكنها ذلك، لكن ليس على أي شخص أن يُجيب.
    Müvekkilime hiçbir suya Cevap vermemesini tavsiye ettikten sonra. Open Subtitles بعد مشورتـي، عميلي لن يُجيب عن أيّ أسئلة.
    Müvekkilim, hiçbir soruya Cevap vermeyecek. Open Subtitles بعد مشورتـي، عميلي لن يُجيب عن أيّ أسئلة.
    Müvekkilim, hiçbir soruya Cevap vermeyecek. Open Subtitles بعد مشورتـي، عميلي لن يُجيب عن أيّ أسئلة.
    Müvekkilim, hiçbir soruya Cevap vermeyecek. Open Subtitles بعد مشورتـي، عميلي لن يُجيب عن أيّ أسئلة.
    Evet, senin ve ikiz kardeşinin ama bu benim soruma bir Cevap değil. Open Subtitles أجل، وأنتَ لديكَ أخٍ توأم، ولكن هذا لا يُجيب على سؤالي.
    Baban birkaç soruya Cevap verirken sana göz kulak olmak için. Open Subtitles حتى اعتني بكِ، ريثما يُجيب أبيكِ بعض الأسئلة
    Ulaşmaya çalıtım. - Kimse Cevap vermiyor, Nina. Open Subtitles لقـد حاولت المُساعدة لاأحـد يُجيب داخل الكـابـينة.
    Müvekkilim şu anda sorularınıza Cevap vermeyecek. Open Subtitles لن يُجيب مُوكّلي على أسئلة في هذا الوقت.
    Bilmiyorum, ama onunla konuşmam gerek ve telefonlarıma Cevap vermiyor. Open Subtitles لا أعرف, و لكن أحتاج للحديث معه. و هو لا يُجيب لأي من اتصالاتي.
    Telefonuna Cevap vermiyor, yerde kan izleri var. Open Subtitles إنه لا يُجيب على هاتفه وتوجد دماء على الأرضية.
    Asa. Gerçekten bana mı itaat ediyor? Open Subtitles العصا هل يُجيب علي فعلاً؟
    Ofisi aradım ama kimse açmadı. Open Subtitles حاولتُ الإتصال بالمكتب ولكن لا أحد يُجيب
    Ofisi aradım ama kimse açmadı. Open Subtitles حاولتُ الإتصال بالمكتب ولكن لا أحد يُجيب
    Saat 6'yı geçti ve Yoo Jung telefonunu açmıyor. Open Subtitles تجاوزت الساعة السادسة، وَ يوو جونغ لا يُجيب على هاتفه.
    - Söylentiler başlamadan durdurmalıyım. Aradığını kişiye şu anda... açmıyor. Open Subtitles لابُد ليّ منْ إيقاف هذا قبل أن تبدأ الشائعات. لنْ يُجيب.
    Ama arkadaşım gelecek için bir yanıt veremez. Open Subtitles لكن صديقَي لَم يُجيب المستقبلَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more