İnsanlar her şeyi benden bekliyor halbuki bu gücün kendilerinde var olduğunu fark etmiyorlar. | Open Subtitles | الناس يُريدونَني أَنْ أَفْعلَ كل شيء لهم. ما لا يُدركونَ انهم عِنْدَهُمْ القوَّةُ. |
İnsanlar her şeyi benden bekliyor halbuki bu gücün kendilerinde var olduğunu fark etmiyorlar. | Open Subtitles | الناس يُريدونَني أَنْ أَفْعلَ كل شيء لهم. ما لا يُدركونَ انهم عِنْدَهُمْ القوَّةُ. |
Bizim kayıp olduğumuzu fark ettiklerinde, bizi aramaya başlıyacaklar. | Open Subtitles | عندما يُدركونَ بأنّنا ذَاهِبون، هم سَيَبْدأونَ بالبَحْث عننا. |
- Hayır. Beyaz kutup kurtları grup olmanın gücünü fark etmişlerdir. | Open Subtitles | ذئب القطبيينِ الواحد يُدركونَ ذلك الإتحادِ الواحد الذي جَعلَ القوةَ. |
Birlikte olmaları gerektiğini fark etmelerini çok isterdim. | Open Subtitles | l فقط يَتمنّى بأنّهم يُدركونَ هم يَجِبُ أَنْ يَكُونوا سوية. |
Burada olmasını umuyordum, çünkü soyunma odasının camından kaçtığımı fark ettirmeden mağazaya geri dönmeliyim. | Open Subtitles | أوه لَكنَّك تَعْرفُ، أنا كُنْتُ أَتمنّى هو سَيَكُونُ هنا سببَ... ... أناgottaيَستعيدُهذاإلىالمخزنِقبلذلك يُدركونَ بأنّني إرتفعتُ خارج نافذة غرفةَ الملابس. |